Mesajı Okuyun
Old 03-01-2019, 16:02   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan Teminatın nemalandırılması hakkında sevindirici gelişmeler

Sayın üyeler

Müvekkilimiz aleyhine İş Mahkemesinde görülen dava sonucunda davacı alacaklı tarafından, icra takibi başlatılmıştır. Tarafımızdan tehir-i icra talepli olarak istinaf yoluna başvurulmuş olup, borcun tamamı 90 günlük faizi ile birlikte icra dosyasına depo edilmiştir.

Depo edilen nakit paranın kazanan tarafa ödeneceği tarihe kadar nemalandırılması tarafımızdan talep edilmiş ise de icra müdürlüğü tarafından talebimiz “nemalandırma ile ilgili yasal düzenleme bulunmadığı” gerekçesiyle reddedilmiştir.

Her ne kadar “nemalandırma ile ilgili yasal düzenleme bulunmamakta” ise de nemalandırmayı engelleyici bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Nemalandırma hem alacaklının hem de borçlunun yararınadır. Takip dayanağı ilamla ilgili yargılama sürecinin uzaması halinde, Devletin hakimiyeti ve kontrolü altında bulunan nakit paranın ekonomik değerini koruyucu ve idareye ek bir külfet getirmeyen tedbirin alınmaması, Anayasa’nın 35.maddesinde güvence altına alınmış bulunan mülkiyet hakkının ihlali niteliğindedir. Anayasa Mahkemesinin 2014/ 6577 sayılı ve 16/02/2017 tarihli kararında “icra sürecinde Devletin hakimiyeti ve kontrolü altında bulunan borçlu veya alacaklıya ait mal ve hakların ekonomik değerini koruyucu ve idareye normal idari işleyişin dışında bir külfet yüklemeyecek tedbirlerin alınmamasının koruma yükümlülüğünün ihlali olarak” yorumlanabileceğine hükmetmiştir.

Bir hakkın elde edilmesinin engellenmesi niteliğinde olduğundan icra müdürlüğünün söz konusu ret kararının süreye bağlı kalınmaksızın şikayet yolu ile incelenmesi istenebileceğinden, bazı icra müdürlüklerinin nemalandırma isteklerimizin reddi kararlarına karşı şikayet yoluna başvurulmuştur.

Bazı şikayetler olumlu sonuç vermiş, bazı şikayetlerimiz ise reddedilmiştir. Şikayetimizin reddi kararlarından birinde “Somut olayda paranın icra müdürlüğünün kasasında kalacağı 6 ay 1 yıl arasında değişen sürenin makul olmayan süre olarak kabul edilmeyeceği, istinaf isteminin reddi halinde paranın derhal alacaklıya ödenmesi gerektiği, derhal ödeme halinde vadeden önce paranın isteneceği, bu durumda paranın vadeli hesapta olmasının fazladan katkı sağlamayacağı” gerekçe olarak gösterilmiştir. Gerekçe çocukluğumuzdaki bankacılık bilgilerine dayanmaktadır. Halbuki günümüz bankacılığında vade uygulamasında vadenin bozulması diye bir şey söz konusu değildir: Tasarruf sahibi istediği gün parasını bankadan çekebilir ve parasını kaç gün sonra çekerse o kadar işlemiş günlük faizi ile birlikte alır.

Reddedilen şikayetler için istinaf yoluna başvurulmuştur.

İcra müdürlüğüne depo edilen nakit paranın kazanan tarafa ödeneceği tarihe kadar nemalandırılması konusunda ülke genelinde geçerli olabilecek bir kanaat ve eğilim var mıdır? Sizin düşünceniz nedir?

Saygılarımla