|
Sayın Metin' in değerli katkılarına ilaveten:
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
23. Hukuk Dairesi 2014/3459 E. , 2015/241 K.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2010 tarih ve 2010/3-727 E., 2011/75 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere 6098 sayılı TBK'nın 470. maddesinde Eser Sözleşmesi; "Eser Sözleşmesi, yüklenicinin bir Eser meydana getirmesi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." olarak tanımlanmıştır.Bu hükme göre; yüklenici, Eser sözleşmesinin konusu olan şeyi imal etmeyi (meydana getirmeyi) taahhüt eden ve imal ettiği şeyi de (eseri) iş sahibine teslim etme yükümlülüğü altına giren kişi ya da kuruluştur. İş sahibi ise, sözleşmeye konu olan eseri bedeli karşılığında imal ettiren ve imal edilen eseri teslim almakta menfaati olan gerçek veya tüzel kişiler veya iş ortakları ya da gruplaşmış müesseselerdir (İzzet Karataş, Eser Sözleşmeleri, 2. Baskı, Ankara, 2009, s. 30).
Bu tanıma göre Eser sözleşmesinin unsurlarını; Eser imal etme, ücret, taraflar arasında anlaşma ve sözleşmenin şekli olarak belirlemek mümkündür. Eser Sözleşmesi bir iş görme Sözleşmesi olmakla birlikte, bu sözleşmede önemli olan çalışmanın kendisinden çok, bu çalışmadan ortaya çıkan ve objektif olarak gözlenmesi kabul olan sonuçtur. Bugün için artık söz konusu sonucun mutlaka maddi bir şeyde kendisini göstermesi gerekmediği görüşü gerek öğretide ve gerekse uygulamada baskın bulunmaktadır. İnsan emeği ürünü olmak ve maddi bir varlıkta devamlı olarak kendini göstermek kaydıyla, maddi olmayan şeylerin, örneğin fikri çalışma ürünlerinin dahi Eser kavramı içine gireceği kabul edilmektedir. Bir yapı planı çizilmesi, bir kitap yazılması, bir tablo yapılması, yeni bir buluşun uygulanması suretiyle bir şey vücuda getirilmesi, bir film için senaryo hazırlanması gibi.
Giderek, insan emeği ürünü olup bir bütün görünüşünü arz eden ve iktisadi değeri bulunan her hukuki varlık, maddi nitelikte olsun veya olmasın, bir Eser sayılmaktadır. Başka bir deyişle, objektif olarak tespiti mümkün olan belirli bir maddi veya maddi olmayan sonucun meydana getirilmesi, istisna akdinin konusunu oluşturabilir. Bu suretle İsviçre Mahkeme içtihatları şu hallerde bir istisna akdinin varlığını kabul etmektedirler. Bir gazeteye bir ilan konulması, radyo, televizyon reklâmları, ışıkla reklâm, bir reklâm kampanyasının bir müşavir tarafından planlanması, bir mağaza vitrinin düzenlenmesi, bir sanatçının radyoda bir tek konser vermesi, ücret karşılığı seyredilen havai fişek gösterisi, kızak yarışı, bisiklet yarışı düzenlenmesi, sinemada film gösterilmesi, şefiyle sözleşme yapılarak tutulan ve akitte kimlikleri belirtilmeyen diğer çalgıcılarının ücretleri şef tarafından verilen bir dans orkestrasının bir lokalde çalışması, bir yarış atının eğitilmesi, bütün bu hallerde maddi bir şey imalini veya böyle bir şeyin değiştirilmesini gerektirmeyen, fakat bir insan emeğinin tek bir bütün görüntüsünü taşıyan sonuçları karşısında bulunulmaktadır (Turgut Uygur, Borçlar Kanunu, cilt 6, s. 7453, Bası 2003) |
|
 |
|
 |
|
Düğünlerde Orkestra çalışmasının Eser sözleşmesi olduğu çeşitli Yargıtay kararlarında kabul edilmiştir.
Somut olayınızda, sözleşme hükümleri önemlidir. Sözleşmede orkestra çalışmasının sözleşme süresi boyunca iş çıktıkça çağrı üzerine mi gerçekleşeceği, yoksa haftanın belirli günlerinde çalmak şeklinde mi gerçekleşeceği konusunda bir açıklık olması gerekir. Bu detayları paylaşmadığınız için yorum yapmak varsayımsal olacaktır.
Eğer sözleşmede iş sahibinin bir taahhüdü (edim borcu) olduğu halde bu taahhüdünü (edim borcunu) ifada temerrüde düşmüş ise, temerrüdün sonuçlarına göre hareket etmeniz gerekir. Eser sözleşmeleri ile ilgili fesih hükümlerini ve TBK 'da yer alan akdin ifa edilmemesinin sonuçlarını okursanız doğru sonuca ulaşırsınız.
|