20-12-2018, 22:56
|
#1
|
|
taciz sonucu verilen cezaya istinaden açılan manevi tazminat davasında müştereken ve müteselsilen sorumluluk ve istinaf bozması.
Bir bayana mesaj yoluyla yapılan taciz ceza mahkemesince sabit bulunarak hagb kararı verilmiş ikinci şahıs ta azmettirdiği gerekçesiyle yine hagb ile cezalandırılmıştır.davacı buna istinaden maddi-manevi tazminat davsı açmış manevi tazminatı ikisinden ayrı ayrı 4000 tl olarak toplam 8 bin tl olarak istemiştir.talep kısmında da miktar tam olarak belirlendiğinde arttırılmak şartıyla ibaresini eklemiştir.yerel mahkeme ikisi hakkında toplam 2500 tlnin müştereken ve müteselsilen alınması şeklinde hüküm kurmuş istinaf mahkemesi ikisi hakkında ayrı ayrı karar vermen gerekirdi diye bozmuştur.
1-Borçlar Kanunu 50.maddesine göre “Birden fazla kişiler birlikte bir zarara neden olmuşlarsa, sorumluluk derecelerine bakılmaksızın ve eylemlerinin türü yönünden bir ayrım yapılmaksızın, zarar görene karşı, her biri ayrı ayrı zararın tamamından ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olurlar.”
yine Borçlar Kanunu’nun 51.maddesine göre “Birden çok kimseler değişik nedenlerle aynı zarardan sorumlu olurlarsa, zarar görene karşı ortaklaşa zincirleme sorumlu olurlar.”
Zarar gören, bu iki hükme dayanarak Borçlar Kanunu 142.maddesine göre zararının tümünü zincirleme sorumlulardan birine karşı açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsine karşı açacağı tek dava ile de isteyebilir.şimdi buna göre istinaf mahkemesinin vermiş olduğu karar yanlış olmuyor mu?
2-ayrıca zarar görenin her iki sanık hakkında ayrı 4000 tl isteyip sonra da zararın miktarı belli olduğunda arttırılması şeklindeki talebi manevi tazminatın belirsiz alacak olarak açılamayacağı(çünkü talepteki ibareler tam olarak hmk 107 deki -belirsiz alacak-gibi) kuralına aykırı değil mi? yani aslında davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerekmez miydi?biz kararın müvekkillerin talimatıyla bu şekilde kabulünü istemiştik.ama söylediğimiz şekilde istinaf bozdu.şimdi yerel mahkeme de aynı müteselsil sorumluluk şeklinde tekrar karar ya da hukuki yarar yokluğundan red kararı çıkabilir mi?çünkü bu bakımdan biz istinaf etmemiştik.yani usuli kazanılmış hak burada geçerli mi?
3-maddi tazminat 2000 tl istenmiş mahkemece reddedilmişti.sınırın altında olmasına rağmen istinaf edildi ve kabul edildi.davacının yaptığı masrafları kendin araştırarak bilirkişi yoluyla tespit edeceksin ve karar vereceksin dedi mahkemeye istinaf.delilleri tarafların getirmesi ilkesi burada geçerli değilmiş sanırım ki il ile ilçe arasındaki yol parasını(davacı oraya taksi-otobüs-kendi hususi aracıyla gitmiş olabilir) belediyeye soracaksın,davacının psikolojik rahatsızlığının bundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için rapor alacaksın demektedir.(olayın üstünden 2.5 sene geçmiş) (ben buradan şunu çıkardım miktar sınırın altındaysa da istinafa götüreceksin)burada istinaf mahkemesi tamamen yerel mahkemenin yerine karar vermekte değil midir?saygılar.
|