|
Alıntı: |
|
|
|
|
Yazan Av. BÜLENT NURİ KURDOĞLU |
|
|
|
|
|
|
|
Sayın Adnan Yılmaz kurtuluş savaşında henüz Ankara Başkent değildi.
1- Ankara'nın başkent oluşu kurtuluş savaşından sonradır.
2- Kayseri'ye taşınılması zorunluluktan doğmuştur. Bu merkezin gelecekte de Kayseri olacağını göstermez. Bu gün benzer bir durum yaşansa ve başkenti bütün organları ile başka bir ile taşımak durumunda kalsak bu zorlayıcı durum ortadan kalktıktan sonra yine Ankara'ya dönülür. Yani başkent değişmez.
3- Asli kurucu iktidar ise yasama organında bulunan milletvekilleri değil halkın kendisidir. Anayasanın ilk üç maddesindeki bütün konularda kurutuluş savaşından sonra milletçe fikir birliği sağlandığı için bu fikir birliğini bozmaya çalışanlara karşı 4. madde ile koruma altına alınmışlardır. Bu fikir birliği asli kurucu iktidarın ta kendisidir.
4- 4. maddenin değiştirilmesi yoluyla ilk üç maddeyi değiştirmeye çalışacak olanların karşısına çıkacak olanda sandığınız gibi siyasi konjonktürde hakim olanlar değil yukarıda açıkladığım asli kurucu iktidarın kendisidir.
5- Bir gurup kendini bilmez ülkenin bölünmez bütünlüğünü ve laik demokratik rejimi tartışmaya açmaya çalışmaktadır. Bunu yaparkende kullandıkları en önemli silah güya anayasa ve kanunlardaki var olduğunu iddia ettikleri boşluklar. Bu konu ile ilgili askerde yaşadığım bir olayla ilgili tartışma açacağım.
6-Bir anayasa hükmü ya da kanun maddesi tek başına değerlendirilemez. ilk üç maddenin değiştirilmesinin teklif edilemeyeceği 4. maddede yazılı ise bu 4. maddenin kendisi için de geçerlidir.
|
|
|
|
|
|
Sayın Bülent Nuri KURDOĞLU; eleştriniz için teşekkür ederim. Evvela; bir konuyu özellikle belirtmek isterim; bu forumun amacı farklı fikirlerin ortaya konulması sonucu hukuki belleğimize bir tür jimnastik yaptırmaktır. Tabii fikirlerin ortaya konulmasında da hukuki, demokratik sınırları aşmamak gerekir. Zaten bu başlık altında da bugüne kadar böyle birşey olmadı.
Saniyen; yukarıdaki ilk yazımda da belirttiğim gibi Anayasamızın ilk üç maddesi devlet olarak varolmamız için gerekli olan zorunlu unsurları içermektedir. Ayrıca bir konun altını çizerek belirtmek isterim ki;
4. maddenin değişmesini sadece demokratik, laik, hukuk devletine saldırı olarak görmemek gerekir. 4. madde demokrasiyi, laikliği ve hukuk devletini daha da güçlendirmek amacıyla da değiştirilebilir. Yani 4. madde değiştirilerek yeni değişmeyecek maddeler de eklenebilir anayasamıza. (Bu halde asli kurucu iktidar değil tali kurucu iktidar söz konusu olacaktır). Amacımız hukuk biliminin sınırlarını zorlamak yeni bilgiler öğrenmektir. Gerçekten siz dahil foruma katılan arkadaşlardan çok şey öğrendiğimi sanıyorum.
Salisen; Kurtuluş savaşı sırasında Ankara hukuki olmasa bile fiili başkentti. Çünkü ülke ankaradan yönetiliyordu. Benim bu olayı örnek olarak göstermemin sebebi asli kurucu iktidarın tali kurucu iktidardan farkını ortaya koymak amaçlıdır.
Hamisen; asli kurucu iktidarın sadece halk olduğu söylemek bence halkımıza hakarettir. Netekim
12 Eylül'ü halk yapmamıştır. Mevcut duruma bakmadan halk nederse öyle olur demek biraz hayalcilik oluyor. Tabii demokrasinin amacı halkın iradesini hakim kılmaktır. Ve fakat ülkemiz için bu -en azından şimdilik- ütopyadır.
Sonuç olarak; lütfen burada hukuki bilgilerimizi tartışalım. Birbirimizin vatan sevgisini tartmaya kalkışmayalım. Zira bizi birbirimize düşürmek isteyen bir sürü dış mihrak zaten mevcut. Bir de birbirimizi üzmeyelim. Saygılar.