|
|
|
|
Merhaba arkadaşlar.
Yapı müteahhidi işi yarım bırakıyor.Alacağını da icra takibiyle talep ediyor.İş sahibi itiraz Taraflar arasında imzalanan sözleşmede “iş zamanında bitirilmediği taktirde geçen her takvim günü için yapı müteahhidi alacağından taahhüt bedelinin %003 tutarında gecikme cezası olarak kesilecektir.” Şeklinde bir düzenleme mevcuttur.Müteahhitin açtığı itirazın iptalinde iş sahibi, müteahhidin alacağından indirilecek olan gecikme cezasının hesaplanarak indirilmesini istiyor.Sizce Bu indirim talebi karşı davada mı yoksa asıl davada mı talep edilebilir?
|
|
 |
|
 |
|
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/1684
Karar: 2011/6349
Karar Tarihi: 14.04.2011
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI – KİRACININ İSKİ KATILIM PAYI VE SU SAYAÇ DAĞITMA BEDELİNDEN SORUMLU OLMADIĞI – DAVACI LEHİNE İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİNİN İSABETSİZLİĞİ – HÜKMÜN BOZULDUĞU
ÖZET: Davalı kiracının İSKİ katılım payı ve su sayaç dağıtma bedelinden sorumlu olmadığı düşünülmeden, aidat alacağı yanında bu alacaklar yönünden de itirazın iptali doğru görülmemiştir. Kabule göre ise; alacak likit kabul edilemeyeceği halde, İİK’nun 67. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru değildir.
(818 S. K. m. 118) (2004 S. K. m. 67)
Dava dilekçesinde, 3.942,00.-TL alacak için itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı; kiracı olarak bağımsız bölümü kullanan davalının sorumluluğunda olan ortak giderleri (aidat giderleri) ödemediği için yönetimin mal sahibi davacı hakkında icra takibi başlattıklarını, müvekkilinin site yönetimi ile anlaşarak borcu taksitler halinde ödediğini, kiracıya ait aidat borçlarının rucüen ödenmesi için Sarıyer İcra Müdürlüğü’nün 2009/4928 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve yersiz itirazının iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, çok az aidat borcu kaldığını, bunun da davacıda kalan 1.000 USD depozitoya sayılması konusunda anlaştıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, ancak davalının takas-mahsup talebi kabul edilmemiştir.
Davalının takas etmek istediği karşılık alacak dava konusu alacaktan daha az olduğundan karşılık dava açma ve harç yatırma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 118. maddesi uyarınca; davalı takas iradesini açıkladığından ve kira sözleşmesine göre davacıya verildiği anlaşılan 1.000 USD depozitonun davalıya iade edildiği de davacı tarafından ileri sürülmediğinden, mahkemece bu defi üzerinde durulup mahsubu yapılarak ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu konunun başka davada değerlendirilmesi yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Ayrıca, davalı kiracının İSKİ katılım payı ve su sayaç dağıtma bedelinden sorumlu olmadığı düşünülmeden, aidat alacağı yanında bu alacaklar yönünden de itirazın iptali doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; alacak likit kabul edilemeyeceği halde, İİK’nun 67. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.