Aşağıdaki şerh, faiz başlangıcı için de kullanılabilir.
"Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde yapılan değerlendirmede; kısmi ıslahın faize karar vermek için talep şartı yönünden ayrı bir dava, diğer bir deyişle ek dava olarak nitelendirilemeyeceği, davanın kısmen ıslahı ile ek davanın esas itibariyle farklı kurumlar olmaları nedeniyle ıslah ile ilgili uyuşmazlıkların ıslah kurumu çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, kısmi ıslahta davacının sadece talep sonucundaki miktarı değiştirdiği, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olması dikkate alındığında ıslah ile arttırılan kısım için faiz talep edilmese bile dava dilekçesinde mevcut olan faiz talebinin kısmi ıslah için de geçerli olduğu kabul edilmiştir."
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=16615
Kararın usule uygun olduğu ifadesi davacı olarak öncelikle dava tarihindeki bedeli istemeniz ve mahkemenin de buna uygun karar verdiği şeklinde düşünülmesi gerekir. Bu bağlamda; Faiz başlangıcına ilişkin olarak da yerel mahkeme aleyhinize karar vermemiş ki; anladığım kadarıyla dava tarihi itibarı ile faiz başlatmış.
Esasen, taşınmaz değerine dava tarihi itibarı ile karar verilecekse faizin de dava tarihi itibarıyla olması normaldir.
Ancak haksız fiil tarihi itibarı ile taşınmaz bedeline hükmedilecekse, faizin de haksız fiil tarihi itibarı ile olması gerekir...
Haksız eylemin (zararın) oluştuğu tarih satım tarihidir. Faiz de bu tarihten itibaren başlamalıdır. Dava dilekçesinde açıkça faiz başlangıcı belirtilmemişse temerrüt tarihi dava tarihi olarak belirlenir. Veya aynı şekilde ıslah dilekçesinde haksız eylem tarihinden itibaren istenilmemişse, ıslah tarihi başlangıç alınır. Ancak yukarıdaki Yargıtay kararı da hukuken savunulabilecek kabuller içermektedir.
İtirazlarınızı davacının en lehine olandan, daha az lehine olana geçecek şekilde sıralayabilirsiniz.
Saygılarımla,
