Mesajı Okuyun
Old 27-03-2007, 10:35   #1
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan Damacanadaki sakız davasında karar: Kapak açılmadı, zarar yok...?

Satın aldığı damacana suyundaki çiğnenmiş sakız nedeniyle mahkemeye başvuran Adanalı tüketici, üretici firma hakkında açtığı maddi ve manevi tazminat davasını, "Orijinal kapağı açılmamış, bu yüzden herhangi bir zarar söz konusu olamaz" gerekçesiyle kaybetti.
Adana’nın Mahfesığmaz Mahallesi’nde büfe işleten Metin Gülmez, uluslararası faaliyet gösteren bir firmaya ait damacanadaki çiğnenmiş sakız nedeniyle, avukatı aracılığıyla Adana 1. Tüketici Mahkemesi’nde açtığı davayı kaybedince, yine avukatı aracılığıyla bu kez "temyiz" başvurusunda bulundu.
Gülmez’in avukatı Mehmet Ali Akgül, Yargıtay Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmek üzere 1. Tüketici Mahkemesi Hakimliği’ne verdiği temyiz davası dilekçesinde, 19 kilogramlık damacananın kapağının orijinal olduğunu Adana 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce tespit ettirdiklerini hatırlattı.
Akgül, dilekçesinde, şunları kaydetti:
"Davanın reddinde orijinal kapağın açılmamış olduğu, bu nedenle sakızlı su yüzünden her hangi bir zararın söz konusu olamayacağı belirtiliyor. Oysa, eğer, müvekkilim orijinal kapağı açmış olsaydı, bu kez (çiğnenmiş sakızı siz kasten atmış olabilirsiniz) suçlamasıyla karşılaşacaktık." Avukat Akgül, burada önemli olan hususun uluslararası faaliyet gösteren davalı şirketin insan sağlığına ne kadar önem verdiği olduğuna dikkati çekerek, "davalı şirket, müvekkilimden bir kez bile özür dilememiş, hatta (sen suyu da içmemişsin) diyerek müvekkilimi çiğnenmiş sakız çıkan suyun parasını iade etmeyerek cezalandırmıştır" dedi.
Akgül, açtıkları 10 bin YTL’lik maddi ve manevi tazminat davasının yerel mahkeme tarafından reddi nedeniyle bu kez temyiz başvurusunda bulunduklarına dikkati çekerek, temyiz başvurusunda şu ifadelere yer verdi:
"Yerel mahkeme BK 47 ve 49’uncu maddesindeki koşulların oluşmadığını ifade ederek, maddi ve manevi tazminat talebimizi reddetmiştir. Oysa TMK’nun 24’ncü maddesi (hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldıran kimse) olarak tanımlamıştır. bu durumda vücut bütünlüğü sağlıklı yaşam hakkı hakkı da kişilik hakkı olup davalı şirket hukuka aykırı eylemi ile müvekkilin kişilik hakkı olan sağlıklı hakkına tecavüz etmiştir.
Davalının damacana içerisinde unuttuğu çiğnenmiş sakızın mevzuatımızda cezası yokmuş gibi davranılarak adeta kusurlu olan davalı şirket ödüllendirilmiştir. Oysa manevi tazminatın ödenmesi reddedilecek ise BK 49/3 maddesinin açıkça davamızda tatbiki gerekir." Akgül, 105 YTL tutan tespit masrafının da ödenmesinin reddedildiğini bildirerek, "Böyle bir dava Avrupa mahkemelerinde olsaydı milyonlarca dolar tazminat söz konusu olurdu" dedi.