Mesajı Okuyun
Old 17-03-2018, 16:57   #3
Av. Yasin Yıldız

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

Öncelikle değerli bilgi ve deneyiminizi paylaştığınız için teşekkür ederim.

Konu ile ilgili yaptığım araştırmalar neticesinde en uygun davanın TMK 669 (Eski TKM 603) uyarınca mirasta denkleştirme davası olduğunu düşünüyorum. Zira inançlı işlem için sizin de değindiğiniz üzere yazılı delil yahut yazılı delil başlangıcı gerekiyor. Ayrıca zamanaşımı da cabası.

Mirasta tenkis davasını ise murisin vefatından 1 yıl içinde açmamız gerektiğinden ve bu sürenin üzerinden çok zaman geçtiğinden açamıyoruz. Zira muris 1992 yılında vefat etmiş. Ayırca bu süre eski Medeni Kanunda zamanaşımı iken yeni kanunda hak düşümü süresi olarak düzenlenmiş.

Mirasta denkleştirme (eski TKM'ye göre mirastan iade) davası ise hem ispat açısından hemde zamanaşımı açısından makul gözüküyor. Zira murisin füruğuna sağlar arası yaptığı karşılıksız kazandırmalar mirasın taksiminden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabi. Miras taksimi son 3 yıl içinde yapıldığından, her ne kadar muris 1992 yılında vefat etse de zamanaşımı başlamıyor. Ayrıca kanun ve yargıtay kararları, murisin füruya yaptığı karşılıksız kazandırmaların miras paylarına mahsuben yapıldığı yönünde karine olduğunu belirtmiş. Bu da ispat yükümüzü oldukça hafifletmekte.


İlginiz için tekrar teşekkür ederim. Kolay gelsin.