Mesajı Okuyun
Old 09-02-2018, 10:42   #5
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Yakup AYDIN
Sayın av.bilall,

Şöyle bir örnek vereyim: Bankaya ibraz edilen bir çek hakkında daha önce menfi tespit davası açılmış ve ödeme yasağı koyulmuş olduğu için banka çek arkasına bunu yazarak ödeme yapmamış. Dolayısıyla çek hakkında "karşılıksızdır" işlemi yapılmamış olduğu için şikayette bulunamadık. Sizin çekiniz için de farklı hukuki durumdan aynı sonuca çıkılıyor.

Çekle ilgili şikayetçi olacak kişi hususunda Yargıtay'ın görüşü, sadece çeki bankaya ibraz eden kişinin şikayetçi olabileceği yönünde. Fakat BAM'ın son kararlarında, kanuna uygun şekilde cirosu bulunan cirantaların da şikayetçi olabileceği kabul edilmeye başlandı.


Sayın Meslektaşım
Çekte ''ödeme yasağı''şerhi ve hatta ''imzanın benzememesi nedeniyle işlem yapılamadığına'' dair şerhler çekin ibrazı hükmündedir.

Bu durumda çekin süresi içinde ibrazı tamamlanmış olup hem hukuki hem de cezai yönden takibinin mümkün olması gerekmektedir.

Ödeme yasağının olması ve menfi tespit davasının olması yapmış olduğunuz takip,dava yada ceza davasında sadece bekletici mesele yapılmasına neden olur. Menfi tespit davasının kabul ile sonuçlanması halinde hukuki ve cezai yönden sorumluluk sona erer, aksi halde her iki sorumluğunun çek kanunda düzenlenen yaptırımlar açısından devam etmesi gerekmektedir.

Çek üzerindeki imzanın keşideci imzasına benzemediği iddiası ile işlem yapmama banka görevlisinin takdirinde olan bir husus değildir. Banka görevlisi çekin arkasına bu hususa ilişkin olarak şerh düşmekle mükelleftir. Bu şerh ise ibraz hükmünde olup yasal yollara müracaat için yeterlidir.

Aksi durumda her kişi yaptırımlardan kurtulmak için bu yollara tevessül edebilir ki bu durumda yasal düzenlemelerle getirilmeye çalışılan çekin güvenilirliği ortadan kalkmış olur
Saygılarımla