Sayın Av. Nevra Öksüz;
Görünenlerin ardındakileri araştırmaya devam etmek gerektiğine karar verildi
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
Aslında (K), o yeni vinci (İ)’den almıştır belki veya (K) ile (İ) arasında –alacağın temliki- sözleşmesi vb bir durum olabilir; iflas dosyasından (K) kayıtlarını bir inceleyin bence; (İ) ile (K) arasında nasıl bir ticari/hukuki ilişki veya belki de ortakları arasında bir bağ var öğrenebilirseniz size yeni bir bakış açısı getirebilir. Yine 100.000 TL’lik çekin durumunu da bir araştırmanızı öneririm, belki (İ)’nin cirosu vardır; bizzat tahsil etmiştir; (K)’ya cirolamıştır vs. |
|
 |
|
 |
|
Nitekim, (İ), (K)'ya (M) nin vincini aldıktan sonra çek ile ödeme yapmış.
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...779#post442779
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
linkteki karar olay için lehe, ancak (M) sözleşmeyi (K) ile yapmadı; ilişkilerin ispatı için iflas dosyası incelemek gerekiyor.
Hukuk davalarında maddi olaylar(örn. bir malın teslim edilmesi) tanıkla da ispat edilebildiği ancak HMK. m. 200'deki parasal sınırın üstündeki hukuki
işlemlerin ispatı için senet gerekse de, aşağıdaki yayımlanmamış kararı gördükten sonra hukuk davalarında da tanık dinlenebileceğini, gerçeğin ortaya çıkarılması açısından düşünürüm.
“Davacı, karz hukuki ilişkisine dayanmıştır. Davalı ise davacının kendisine olan borcu nedeniyle para gönderdiğini bildirerek gerekçeli inkarda bulunmuştur. Davacı banka havalesi ile parayı göndermiştir.
Havalede paranın ödünç gönderildiğine ilişkin her hangi bir kayıt bulunmamaktadır.
Taraflar damat kayınvalide olması nedeniyle olayda tanık dinlenebilir. Davacı tanıkları dinlenmiş, taraflar arasında karz ilişkisinin olduğu yönünde beyanda bulunamamışlar, davacının kendilerine söyledikleri sözleri aktarmışlardır. Bu tanık beyanlarına itibar edilemez.
Öte yandan davacı kayınvalidesine borç para gönderdiği zamanında eşi ile aralarında geçimsizlik olduğunu, 22.11.2004 tarihli mektubunda beyan etmektedir. Bu durumda olan bir kişinin eşi ile arasında
geçimsizlik olduğu bir dönemde, kayınvalidesine borç para vermesi
hayatın doğal akışına terstir. Mahkemenin hatırlatması üzerine davalı taraf yemin teklif etmemiş ise de , ispat külfeti davacıda olup, ispat külfeti ters çevrilerek davalıya yemin teklifi hatırlatılması doğru değildir. Davacı davasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Ne var ki dava dilekçesinde “her türlü delil demek “ suretiyle yemin
teklifine dayanmış olduğundan mahkemece davacıya , davalı tarafa bir yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”
(Yargıtay 13. H.D. 13.04.2006. E.2124.
K.5603-Yayımlanmamış Karar.) (KEMAL ÖZKAN, Havalenin Hukuki Niteliği; Yüksek Lisans Tezi, s. 56)
(
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerk...uSonucYeni.jsp)