Sayın Meslektaşlarım,

İşçi müvekkilin iş sözleşmesi işveren tarafından feshedilmiştir.

İşçi yaklaşık 8 yıl çalışmış olduğu iş yerinden işten ayrılış bildirgesinde belirtilen 18 kod (işin sona ermesi) ile işten çıkartılmış, daha sonra bu kod işveren tarafından 29 (iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık) olarak değiştirilmiştir.

İşçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmiş, işçiye iş kanunu m.25/2 uyarınca işten çıkarıldığını ifade eden bir tutanak imzalanarak verilmiştir. (İşçinin savunması alınmamıştır.)

Bunun yanında işveren 2009-2015 yılları arasında işçilerin SGK primlerini asgari ücret üzerinden ödemiş, bazı işçilerin şikayet etmesi üzerine Eylül 2015'ten itibaren gerçek ücret üzerinden ödemeye başlamıştır. (eksik sgk primlerinin tamamlatılması davası tarafımızca açılmıştır.)

Diğer bir bilgi ise, işveren yabancı uyruklu olması nedeniyle çalışanların dini görüşlerine süreklilik arz edecek şekilde saygısız davranışlarda bulunmuştur.

Vermiş olduğum bilgiler sonucunda değerli görüşlerinizi almak istediğim husus şu şekildedir;

1-İşçi 29 kod ile işten çıkartıldığı için işsizlik maaşı alamamıştır. Ve yine 29 kod sebebiyle yeni bir iş bulamamıştır. Araştırmalarım sonucunda işçinin açmış olduğu işçi alacakları davası kazanıldıktan sonra bu karar ile İşkur'a başvurulduğunda işsizlik maaşı geçmişe dönük olarak ödeniyormuş. Ancak müvekkile kıdem ve ihbar tazminatı ödendiği için işçi alacaklarına ilişkin dava açamıyoruz. İşsizlik maaşının alınması için, İşverenin haksız ve hukuksuz olarak gerçekleştirdiği fesih işleminin iptalini dava yolu ile talep edebilir miyim?

2- İşçi alacaklarına ilişkin dava açamadığımız için, kötü niyet tazminatı davası açarak bu davaya ilişkin kararın İşkur'a verilmesi yönünde bir düşüncem bulunmaktadır. (İşçi iş güvencesi kapsamında değildir.) Ancak bilindiği üzere kötü niyet tazminatı davasının kazanılması bir hayli zordur. Elimde kanıtlayıcı bir belge bulunmamaktadır. İşçi eksik yatan sgk primleri için şikayette bulunacağını beyan ettikten sonra işten çıkartılmıştır. Dini görüşlere saygısızlık ve sgk primleri hakkında yapılması planlanan şikayetleri belge ile değil, ancak tanıkla ispat edebiliyoruz.

3- Bir diğer düşüncem ise, hem haksız fesih işleminin işsizlik maaşının alınabilmesi için iptalini hem de kötü niyet tazminatının dava yolu ile birlikte talep edilmesi yönündedir.

Müvekkil için asıl önemli olan işsizlik maaşının alınmasıdır. Dolayısı ile değerli görüşlerinize ihtiyacım var. Siz olsanız hangi yolu tercih ederdiniz veya önerebileceğiniz başka bir yol var mıdır?

Şimdiden teşekkürlerimi sunarım, saygılarımla..