21-12-2017, 08:44
			
							
		 | 
		
			 
            #10
		 | 
	
	| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				
			 
			 
			
		
		
		
		Bence sorun sadece tapuya şerh konulması sorunu değildir.Sanıyorum TBK .m.113 ve kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ile ilgili Yargıtay kararlarına göre talep halinde  borcun ifasının sağlanması için gerekli avansı karşılamak üzere mahkemece davalı  yükleniciye ait olan dairelerin de satılmasına karar verdiği  için tapu kaydına nama ifa şerhi konulmuştur. Bu yönden sadece şerhin kaldırılması o taşınmazı satış tehlikesinden kurtarmaz. Aynı zamanda taşınmazın satışına yönelik kararın da uygulanmasının önlenmesi gerekir.  
 
Görülen davada verilen karar ancak o kararın taraflarını bağlar taraf olmayan kişiyi bağlamaz ve tapu maliki olan 3.kişi yönünden  kesin hüküm veya kesin delil  teşkil etmez. “ Dava açılmadan önce dava konusunun 3 kişiya devredilmiş olması halinde,taraf sıfatı devr almış kişiye geçtiğinden ,davanın devralmış olan kişiye karşı açılması gerekir. Dava devredene karşı açılırsa  sıfat yokluğundan red edilir. Bu yapılmayıp da  davredenin taraf bulunduğu  davada esas hakkında  karar verilmiş (ve kesinleşmiş) ise  bu karar devralmış  kişi için kesin hüküm teşkil etmez “ (Baki Kuru,İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku,2016,sh:769 ) Eğer dava tarihinde borçlu yüklenici adına kayıtlı olup ta dava sırasında 3.kişiye devredilmiş ise davacının HMK.madde 125’deki seçimlik haklarını kullanarak davaya devam edilmesi gerekirdi. “ Mahkeme sanki devir yokmuş gibi eski taraflar arasında  davaya devav ederek hüküm verir ve bu hüküm kesinleşir ise  böyle bir hüküm  dava konusunu dava sırasında devralmış olan  3. kişi hakkında kesin hüküm teşkil etmez “ (Baki Kuru,a.g.e. sh:571) 
 
Bu yönden; nama ifaya izin ve taşınmazın satışına yönelik mahkeme kararı 3.kişi olan tapu malikini bağlamayacağı cihetle onun hakkında uygulanması imkanı olmadığı halde , tapu kaydına şerh konulup, taşınmazın icra yoluyla satışı işlemlerine girişilmekle Anayasa ,yasa ve A.İ.H.Sözleşmesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına karşı müdahale bulunulup muaraza(çekişme) yaratıldığından, ihtiyati tedbir talepli olarak anılan mahkeme kararının 3.kişi (müvekkil) yönünden uygulanmasının önlenmesi ve tapudaki şerhin kaldırılması sureti ile davalının vaki müdahale ve muarazasının (çekişmenin) önlenmesi davasının açılmasının uygun olacağını düşünüyorum. 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |