Mesajı Okuyun
Old 27-11-2017, 14:09   #2
Av. Kadir CAN

 
Varsayılan

''Gerekçe; İsviçre Medenî Kanununun 286b maddesinden esinlenen bu madde, yürürlükteki Kanunun 244 üncü maddesini karşılamaktadır.

Birinci fıkrada, yürürlükteki metinden farklı olarak, yüzseksen günlük süre bir ölçü olarak öngörülmemiş ve sadece "evlenmeden önce ..... ana rahmine düşmüşse" ibaresi kullanılmıştır. Çünkü, evlilik içinde ana rahmine düşmüş olma keyfiyetinin hangi durumda kabul edileceği, yüzseksen günlük süre ölçüsü de belirtilmek suretiyle zaten bir önceki maddede düzenlenmiştir ki, o maddenin zıt anlamı, evlenmeden önce ana rahmine düşmenin ne zaman söz konusu olacağını da ortaya koymaktadır. Ayrıca bu fıkrada, yürürlükteki metinden farklı olarak, ayrılığa hükmedildikten sonra ana rahmine düşmüş olma değil, "ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüş" olma şeklinde daha geniş bir ifade kullanılmış ve böylece 1984 tarihli öntasarının 226 ncı maddesinde olduğu gibi fiilî ayrılık da hükmün kapsamına alınmış, burada da davacı olarak "koca" yerine "davacı" terimi kullanılmıştır. Hükme göre, çocuk evlenmeden önce veya eşlerin ayrı yaşaması sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının bu olguyu kanıtlaması yeterlidir.

İkinci fıkrada, 1984 tarihli öntasarı ve İsviçre Medenî Kanunu örnek alınmıştır. Yürürlükteki metinde yer alan "...birlikte ikametinin..." ifadesi yerine, "kocanın kansı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa ..." ibaresi kullanılmıştır. Böylece bu hükme göre, gebe kalma sırasında kocanın kansı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini koruyacaktır.'' madde gerekçesinde ilk sorunuza ilişkin açıklamalar var sanırım. Umarım yardımcı olur.