Mesajı Okuyun
Old 13-10-2017, 10:02   #37
Av. Yakup AYDIN

 
Varsayılan

Konuya ilişkin, tartışılan hususlara açıklık getiren bir Yargıtay kararı aşağıdadır. Yardımcı ve aydınlatıcı olur umarım. İyi çalışmalar.

T.C YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2008 / 4349
Karar: 2008 / 7178
Karar Tarihi: 08.04.2008


Dava: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı vekili tarafından Beyoğlu 1. icra Müdürlüğü'nün 2006/11967 esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında faturaya dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibine geçildiği, borçlunun yasal sürede Ankara İcra Daireleri'nin yetkili olduğu nedeni ile yetkiye itiraz etmesi üzerine alacaklı vekilinin 21.02.2007 tarihinde dosyanı yetkili Ankara icra Dairesi'ne gönderilmesini talep ettiği, adı geçen icra müdürlüğünce 12.03.2007 tarihinde borçluya ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Yetkisiz Beyoğlu 1. İcra Müdürlüğü'nce borçluya tebliğ edilen örnek 7 ödeme emri üzerine borçlunun yetki itirazının alacaklı tarafından kabulü ile artık bu ödeme emri ve borçlunun yetki itirazları dışındaki itirazları geçersiz hale gelmiştir. Takip dosyası kendisine gelen yetkili Ankara İcra Müdürlüğü'nce İKK.'nu 60. maddesine göre takip talebine uygun olarak yeniden ödeme emri düzenlenmesi ve borçluya tebliği zorunludur. Borçluya yetkili icra dairesince düzenlenen ödeme emri tebliği üzerine itiraz hakkı doğacaktır. Bu nedenle icra memurluğunun borçlunun yetkisiz icra müdürlüğüne yaptığı önceki itirazın hüküm ifade etmeyeceğine ilişkin verdiği karar doğrudur.
Ancak icra takip dosyasında Ankara icra Müdürlüğü'nce düzenlenmiş bir ödeme emrine rastlanmamıştır. Borçlu vekili de kendilerine Ankara icra Müdürlüğü'nce düzenlenmiş bir ödeme emrinin değil, Beyoğlu icra Müdürlüğü'nce düzenlenen önceki ödeme emrinin tebliğ edildiğini ileri sürmektedir. İİK.'nun 60/3. maddesi uyarınca <Ödeme emri iki nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası borçluya gönderilir, diğeri icra dosyasına konulur.> Her ne kadar borçluya gönderilen tebligat zarfının üzerinde içinde ödeme emri bulunduğu yazılı ise de, icra dosyasında nüsha bulunmaması karşısında bu ibarenin gerçeği yansıtmadığının kabulü gerekir. Kaldı ki icra takip dosyasında ödeme emri nüshasının bulunmaması zaten İİK.'nun 60/3. maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu husus bir hakkın yerine getirilmeme nedenine dayalı olup, İİK.'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayet nedenidir.

Bu açıklamalar ışığı altında yetkili Ankara İcra Müdürlüğü'nce yeni bir ödeme emri düzenlenmeyip, yetkisiz Beyoğlu 1. İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durum İİK.'nun 60. maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil etmekte, anılan madde hükmüne göre düzenlenmiş geçerli bir ödeme emri bulunmadığından borçlu hakkında takibe devam imkanı bulunmamaktadır.

O halde mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle şikayetin kabulü yerine yazılı şekilde reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)