Yukarıdaki mesajıma istinaden;
Şayet süre kaçırma durumu yok ise aşağıdaki yanıtımı dikkate alabilirsiniz.
Mesajınızın ilk kısmında;
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
Vekil olarak açtığımız bir takibin iptali kararı yalnızca asile tebliğ edilmiş. Bu tebligat usulsüz olur mu? |
|
 |
|
 |
|
diye sormuşsunuz.
Mahkemeye bir dilekçe ile başvurup dosyayı vekil olarak takip ettiğinizi ancak buna rağmen kararın sadece asile tebliğ edildiğini, kararın vekil olarak tarafınıza da tebliğini talep ettiğinizi bildiren bir dilekçe sunun.
Mahkemece bu istem kabul edilir ve size tebligat yapılırsa süreler bu tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.
Bu talebiniz kabul edilmezse bu durumda istinaf dilekçenizde, giriş kısmına bu yöndeki açıklamalarınızı yazın. Karar vekil olarak tarafımıza tebliğ edilmediğinden ve ../../.... tarihinde muttali olduğumuzdan istinaf süremiz içerisinde dilekçemizi sunuyoruz diyerek bir giriş yapın. Sonuç istemde de bir cümle ile ../../.... tarihi itibari ile karara muttali olduğumuz göz önüne alınarak istinaf dilekçemizin kabulüne;
ve devam taleplerinizi yazınız.
***
Sorunuzun ikinci kısmında;
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
...takibin iptali kararıyla verilen yargılama vekalet ücreti de takibe konmuş ve muhatap vekil olarak biz değil müvekkil gösterilmiş.
|
|
 |
|
 |
|
Bu icra takibinde asile tebligat çıkarılmış olması bir usulsüzlük değildir. Burada, vekil ile takip edilen bir işte, vekil varken
sadece asile tebligat çıkarılması nedeni ile
işlemde eksiklik vardır.
Asile tebliğ çıkarılmış olabilir fakat vekil ile takip edilen işlerde
vekile de mutlaka tebliğ çıkarılması gerekir. (Tebligat K. m. 11 + Yönetmelik hükümleri) Süreler de asile yapılan tebliğ ile birlikte değil; vekile yapılacak tebliğ ile birlikte işlemeye başlar.
Dolayısıyla memur muamelesini şikayet yoluna başvurabilirsiniz. Ancak burada şikayetinizde, asile yapılan tebligatın usulsüzlüğü ileri sürülmemeli, vekil olarak tarafınıza tebligat çıkarılmamış olması şikayet edilmelidir.
T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/7148 K. 2016/9420
T. 30.5.2016
• TAKİBİN İPTALİ ( Borçlu Vekilinin Boşanma İlamında Vekil Olduğu Halde İcra Takibinde Asile Çıkarılan İcra Emri Tebligatının Kendisine Yapılması Gerektiği Sebebiyle İptalini İstediği - Mahkemenin de Kabulünde Olduğu Üzere Asile Yapılan Tabligatın İptali Gerekmez İse de Vekile de Tebligat Çıkartılması Gerektiği Yönünde Şikayetin Kabulü Gerekirken Şikayetin Reddinin Doğru Olmadığı )
• VEKİLLE TAKİP EDİLEN İŞLEMLERDE ASİLE TEBLİGAT ( Vekile Tebligat Yapılmasının Zorunlu Olduğu Tebligatın Vekile Yapılması İle Yasal Sürelerin İşlemeye Başlayacağı/Yine Bu Tarihe Göre Takip Kesinleştirilerek Takibe Devam İşlemlerinin Yapılcağı Ancak Vekile Tebliğ Zorunluluğunun Bulunmasının Asile Tebligat Yapılması Lüzumunu Ortadan Kaldırmayacağı )
6100/m.73,81,82,83
2004/m.76
7201/m.11
1136/m.41
ÖZET : Borçlu vekili boşanma ilamında vekil olduğu halde icra takibinde asile çıkarılan icra emri tebligatının kendisine yapılması gerektiği sebebiyle iptalini istemiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere asile yapılan tabligatın iptali gerekmez ise de vekile de tebligat çıkartılması gerektiği yönünde şikayetin kabulü gerekirken şikayetin reddi doğru değildir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvurusunda; icra emrinin, vekil olduğu halde asile çıkarıldığını, asile gönderilen icra emrinin iptalini istemiştir. Mahkemece şikayetin reddi ile borçlu vekiline icra emri tebliğine karar verilmiş olup hüküm borçlu velikince temyiz edilmiştir.
HMK'nun 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur. Anılan bu düzenlemeler gereğince tebligatın vekile yapılması ile yasal süreler işlemeye başlar, yine bu tarihe göre takip kesinleştirilerek takibe devam işlemleri yapılır.
Ne var ki vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki, 2004 Sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. ( Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280 ) Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur.
Somut olayda; borçlu vekili şikayetinde boşanma ilamında vekil olduğu halde icra takibinde asile çıkarılan icra emri tebligatının kendisine yapılması gerektiği sebebiyle iptalini istemiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere asile yapılan tabligatın iptali gerekmez ise de vekile de tebligat çıkartılması gerektiği yönünde şikayetin kabulü gerekirken şikayetin reddi doğru değildir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. ( HMK.m.297/ç ) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
* Yargıtay kararı Kazancı İçtihat Bankası'ndan temin edilmiştir.