Değerli meslektaşlarım,

Müvekkil her ne kadar 2013 yılında uyuşturucu madde kullanmaktan yargılandıysa da sayın mahkeme 2014’te verdiği karar ile “TCK’nun 191/2 maddesi uyarınca sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, sanık hakkında TCK’nun 191/3 ve 4. Maddelerinin tatbikine, TCK’nun 191/5 maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik gereklerine uygun davrandığı takdirde kamu davasının düşürüleceğine, aksi takdirde 1. Fıkra uygulanmak üzere dosyanın ele alınacağının ihtarına…” şeklinde karar vermiştir.

Müvekkil, Mahkemenin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uygun davrandığından mahkeme davanın düşürülmesine karar vermiştir. Müvekkil daha sonra Özel Güvenlik kursuna katılarak kursunu bitirmiş, kurs belgesini almıştır. Ancak valilik yukarıdaki suçu gerekçe göstererek özel güvenlik kimlik belgesini vermemiştir. Bu konuda idari yargıda açtığımız dava da maalesef aleyhimize sonuçlanmıştır. Kararı istinafa taşımayı düşünüyorum. Sizlere danışmak istediğim husus bu davada mahkeme müvekkil hakkında herhangi bir cezai hüküm tesis etmemiştir. Belli bir süre sonra da davayı zaten düşürmüştür. Düşen bu dava olumsuz sonuçlarıyla beraber ortadan kalkmasına rağmen mahkemenin davamızı ret etmesi uygunumudur? Bu konuda itirazımızı destekleyecek Danıştay içtihatları varsa paylaşırsanız memnun olurum. Yapacağınız katkılar için Şimdiden teşekkür ederim.