24-03-2007, 09:51
|
#4
|
|
Özetle
ORHAN ERİNÇ
Yargı Bağımsızlığı Türkiye'de çok partili döneme geçildiğinden bu yana en çok tartışılan konuların başında yargı bağımsızlığının geldiğini söylemek yanlış olmasa gerek.
…
1961 Anayasası'nın bu duruma duyulan tepkiyi sonuçlandıran maddelerinden biri yargıçlarla cumhuriyet savcılarının ayrı bir personel yasasına tabi tutulmasını, diğeri de hâkimler ve savcılar için ayrı ayrı yüksek kurul oluşturulmasını öngören maddeleri oldu.
1982 Anayasası ile birleştirilerek oluşturulan 7 kişilik yeni kurulun iki üyeliğinin Adalet Bakanı ile müsteşarına ayrılması, başlangıçta tepki uyandırmıştı ama uygulamadaki özen, "yargı bağımsızlığına tehdit" algılamasını yumuşatmıştı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği ile müzakerelere başlaması sürecinde "yargı bağımsızlığı" yeniden gündeme geldi.
Avrupa'dan iki kez ülkemize gelen yargıçlar heyeti, incelemelerinin sonunda Türkiye'deki yargı sistemi üzerine raporlar hazırladılar.
Bu raporlarda, yargıda değiştirilmesi önerilen konular da yer almıştı.
Bu önerilerden, daha doğrusu eleştirilerden ikisi dikkatleri çekiyordu. Raporlarda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda siyasal kimlik sahibi Adalet Bakanı ile müsteşarının yer almakta oluşuna yönelik eleştiri ilk plandaydı. İkinci eleştiri de yargıçlarla cumhuriyet savcıları hakkındaki başvuruları inceleyecek olan teftiş kurulunun Adalet Bakanı'nın emrinde olmasına yönelikti.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun sekretarya görevinin bakanlıktan alınması ve kurulun bağımsız olarak örgütlenmesi de öneriler arasındaydı.
Raporlar Türkiye'deki tozlu raflarda kaldı. Avrupa Birliği ile müzakerelerin tavsamasıyla birlikte de unutulup gitti.
…..
Adalet Bakanı Çiçek 'in, bir yandan "Türk Ceza Yasası'nın kimi maddeleri için dava açmak için izin verme yetkisini" siyasetin yargıya müdahalesi olarak algılarken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı sıfatından rahatsız olmamasını anlamak giderek zorlaşıyor...
"Yargı bağımsızlığı", anlaşılıyor ki siyasetteki gelişmelerle tartışma konusu olmaktan kurtulamayacağı gibi daha da yoğunlaşarak gündemde kalacak.
Cumhuriyet,24.03.2007
|