| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				
			 
			 
			
		
		
		
		Feragat yapıldığı anda kesin hüküm oluşur. İstinaf veya temyiz yoluna gidilmesi kesinleşme tarihini değiştirmez : 
 
T.C. 
Y A R G I T A Y  
Hukuk Genel Kurulu 
Sayı: 
 
E.91/2-550 
K.91/631 
T.11.12.1991 
 
Özet  avacının feragat anında dava nihayete erer ve kesin hükmün 
sonuçlarını doğurur. Boşanma isteğinde bulunan taraflar arasında bu tarihten 
itibaren artık derdest bir davanın varlığından söz edilemez. 
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli 
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp 
düşünüldü. 
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama 
sonunda Elazığ Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 
l3.ll.l990 gün ve l990/l50-316 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili 
tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin l9.2.l99l gün ve 
l2890-2975 sayılı ilamı ile (...l Davadan feragat kesin hükmün sonuçlarını 
doğurur. (HUMK. m. 95) Bu iradenin açıklandığı anda tüm sonuçlarıyla birlikte 
dava ortadan kalkar. Artık derdest bir davanın varlığından söz edilemez. Bu 
açık kurala rağmen mahkemenin feragat sebebiyle red edilen l984/l7l sayılı 
boşanma davasının derdest olduğunu tartışıp ve sonuç olarak davalının eşinden 
ayrı yaşamada haklı olduğunu kabul edip davayı reddetmesi isabetsizdir. 
2- İhtarın hukuki sonuç doğurabilmesi için davet edilen evin ihtar 
istek tarihinden iki ay öncesinden hazırlanması gerekir. Bir kısım tanıklar 
konutun l988 yılı yaz başında hazırlandığını beyan etmişlersede, açık bir 
tarihten sözetmemişlerdir. Davanın özelliği itibariyle kocanın evden 
ayrıldığı günün bilinmesine ve ayrıca müşterek konutun hazırlandığı tarihin 
tesbitine ihtiyaç vardır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, tanıkları 
yeniden dinleyip, davacının evden ayrıldığı gün ile müşterek konutun 
hazırlandığı tarihi açık biçimde tesbit etmek ve hasıl olacak sonuca göre bir 
karar vermekten ibarettir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri 
çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda 
direnilmiştir. 
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili. 
 
HUKUK GENEL KURULU KARARI 
 
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz 
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği 
görüşüldü. 
Kuşkusuz Medeni Kanunun l62/2. maddesi uyarınca, boşanma veya ayrılık 
davası açılmış olması eşlere ayrı yaşamak, başka bir ifade ile birlik dışında 
kalmak hakkını verir. Bu durumda hukuksal sonucu olarak aynı kanunun l32. 
maddesine dayanılarak birlik dışında kalan eşe ihtar gönderilemez ve 
hazırlanan eve davet yapılamaz. Yapılmış ise ihtar geçersizdir. Hakim 
24.6.l957 tarihli ve l0/l sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca bu yönü 
doğrudan araştırmakla yükümlüdür.  
Olayımızda ise, l3.6.l988 tarihli dilekçesiyle eşi davalıyı evine 
davet eden kocanın, daha önce açtığı boşanma davası 26.6.l984 tarihinde vaki 
feragat sebebiyle reddedilmiş fakat söz konusu karar tebliğe 
çıkarılamamıştır. 
Davada Özel Daire ile yerel mahkeme arasında uyuşmazlık oluşturan 
husus, önceki boşanma davasının feragat nedeniyle reddine ilişkin verilen ve 
tebliğe çıkarılmayan kararın kesinleşmiş sayılıp sayılmayacağı, dolayısıyla 
önceki davanın derdest olup olmadığı yeni davalı kadının l984 yılından bu 
yana Medeni Kanunun l62/2. maddesine dayanarak evlilik birliği dışında 
yaşamakta haklı bulunup bulunamadığıdır. Öyle ise Hukuk Usulü Muhakemeleri 
Kanununun 95/l. maddesinde öngörülen "feragat ve kabul kati bir hükmün hukuki 
neticelerini hasıl eder." ifadesinden ne anlaşılması gerektiği ve anılan 
maddenin hukuksal yorumu öncelik ve önem kazanmaktadır. 
Bilindiği gibi görülmekte olan bir davayı sona erdirmek amacına dayalı 
feragat, taraflardan birinin netice talebinden vazgeçmesi olup, geçerliliği 
karşı tarafın muvafakatına bağlı değildir. Çünkü feragat tesirlerini ve 
sonuçlarını onu yapan tarafın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. İşte bu 
yöndendir ki l086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bazı maddelerini 
değiştiren 2394 sayılı kanuna ait tasarının Bakanlar Kurulunda görüşülmesi 
sırasında "feragat ve kabulun doğmasının karşı tarafın kabulüne bağlı 
olmadığı" gerekçesiyle tasarıda mevcut feragat veya kabul dilekçesinin karşı 
tarafa tebliği hususu madde metninden çıkarılmış ve ilgili 93. madde bu şekli 
ile kabul edilerek kanunlaşmıştır. 
Bütün bu genel açıklamalardan sonra direnmenin asıl konusunu oluşturan 
HUMK.nun 95. maddesindeki kat'i (kesin) hüküm kavramının kapsamı ve 
niteliğinin belirlenmesine gelecek olursak, aynı kanunun 237. maddesinde 
kesin hükmün tamamının yazılmadığı ve fakat kesin hükmün varlığı için gerekli 
koşulların sayılmakla yetinildiği tartışmasızdır. Diğer taraftan doktrinde 
kesin hüküm, maddi anlamda ve şekli anlamda kesinlik olarak ikili bir ayrıma 
tabi tutulduğuda bilinmektedir. 
Şekli anlamda kesinlik bir mahkeme kararının karşı kanun yollarına 
başvurmamızın mümkün olmadığı anlamını taşır. Daha doğrusu şekli kesinleşmiş 
bir karara karşı kanun yolları kapalıdır. Maddi anlamda kesinlik ise mahkeme 
kararlarına tanınan kanuni gerçeklik özelliğini yansıtır. Çünkü kesinleşmiş 
bir karar yargısal bir gerçeği yansıttığı için söz konusu karar artık hiçbir 
yerde (hiçbir yargı organında) ve hiç bir biçimde yeni bir tartışma konusu 
yapılamaz. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının yasanın ve yürütme 
organları ile idarenin mahkeme kararlarına uyan zorunluluğunu düzenleyen l38. 
maddesine temel alınan düşünce de, bu ilkenin doğal sonucunu oluşturmaktadır. 
Dolayısıyla kesin hüküm ancak mahkeme kararlarına tanınmış bir yargısal 
gerçektir. Oysa feragat ile sonuçlanan davalarda bir mahkeme kararı (işlemi) 
söz konusu olmadığından ve dava doğrudan doğruya tek yanlı taraf iradesiyle 
(taraf işlemiyle) sona erdiğinden HUMK.nun 95. maddesinde sözü edilen 
kesinlik sadece ve tamamen şekli anlamda bir kesinliktir. 
Bu konuda çeşitli bilimsel eserlerde ve makalelerde incelenen ve Türk 
Hukuk doktrinini oluşturan başkan görüşü ana başlıklarıyla ve Özet olarak 
aşağıdaki şekilde açıklamak uygun olacaktır.  
Feragat, asıl uyuşmazlığı çözümleyen bir mahkeme kararına eşdeğerde 
kabul edilemeyeceği ve taraf işlemlerine birer kanuni gerçek olmak özelliği 
tanınamıyacağı için gerek maddeten ve gerekse ... kesinliğe uygun olmamakla 
birlikte, usul ekonomisi açısından şekli anlamda kesin hüküm sadece hukuki 
sonuçlarını doğururlar. Dolayısıyla feragat ile biten davalar temyiz 
edilemezler. 
Feragat aleyhine temyiz yoluna gidilmesinin ise ne mantıklı bir yönü 
ve nede temyiz eden açısından hukuki yararı vardır. Çünkü tek yanlı bir irade 
beyanı olan tesir ve sonuclarını karşı tarafın onayına gerek olmadan meydana 
getiren feragat ile ilgili olarak mahkemenin verdiği davanın reddine ilişkin 
karar, gerçek anlamda bir karar (mahkeme hükmü) olmayıp yalnızca davadan 
feragat edilmesi (vazgeçilmesi) nedeniyle davanın sona erdiğini tesbit 
etmekten ibarettir. 
Nitekim HUMK. 237 maddesini karşılayan kaynak kanunun 211. maddesinde 
Almanca (materielle rechteraft) anlamına gelen (L'asterite de le Shose juges) 
yani "maddi kesin hüküm" (kaziyei muhakeme) terimleri kullanıldığı halde 
olayımızla ilgili HUMK.nun 95 maddesini karşılayan 89. maddesinde almancada 
(yercel Nachtaraft) denilen ve Fransızcada da (asterite farmelle de la chose 
jugce) veya (force de chose jugca) karşılığı olan ("JUGENENT DEFİNİTİ" 
deyiminin kullanılması (Prof. Dr. Ergün Önen- feragat ve kabul kesin hüküm 
teşkil etmez. Ankara Barosu Dergisi l976/l. s. 35) bu düşünceyi açık ve kesin 
olarak doğrulamaktadır. Feragat ile ilgili olarak Türk Hukuk Doktrininin 
yukarıda ana başlıklarıyla özetlenmesine çalışılan düşüncelerine rağmen 
uygulamada daha ılımlı bir yolun takip edilmesi ve mahkemelerin feragat 
sebebiyle davanın sona erdiğine ilişkin kararlarının, temyiz kabiliyeti 
olduğu kabul edilerek Yargıtayca incelenmesi; bu kararların maddi anlamda 
kesinlik taşımadığı gerçeğini değiştiremez ve feragatın feragat tarihinde 
kesin bir hüküm hukuksal sonuçlarını doğuramayacağı biçiminde yorumlanamaz. 
Daha uygun bir ifade ile aslında feragat tarihinde kesin bir hükmün hukuksal 
sonuçlarını doğurmuş olan "feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın 
temyiz edilip edilmemesi ve edilmiş ise gerçekleşen Yargıtay incelemesi, 
kesinleşme tarihini değiştirmez. Çünkü şekli anlamında kesinleşme mahkemece 
hangi tarihte karar verilmiş yada yargıtayca hangi tarihte kanun yolu 
denetimi yapılmış olursa olsun feragat tarihinde (anında) hukuksal 
sonuçlarını ortaya koymuştur. Bu durumda ise önceki davada gerçekleşen 
feragat anından (tarihinden) itibaren davalı eş medeni kanunun l62/2. 
maddesinden kaynaklanan birlik dışında ayrı yaşama hakkına sahip olmadığından 
yapılan ihtar geçerli olup önceki davada verilen karar tebliğe çıkarılamamış 
olsa bile o dava artık yerel mahkemenin benimsediği biçimiyle derdest bir 
dava olarak kabul edilemez. 
Diğer taraftan ihtarın hukuksal sonuç doğurabilmesi için davet edilen 
evin Medeni Kanunun l38 maddesi uyarınca istek tarihinden iki ay öncesinden 
hazırlanmış olması gerekir. Dosya kapsamına, mevcut delillere ve özellikle 
tanık anlatımlarına göre davete konu evin hangi tarihte hazırlandığı 
kesinlikle anlaşılmamaktadır. Öyle ise bu yönün tanıklar yeniden dinlenmek 
suretiyle araştırılmamasına yönelik özel dairenin ikinci bozma sebebi de yasa 
ve usul hükümlerine uygun bulunmaktadır. 
Açıklanan bütün bu düşüncelerle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen 
Özel Daire bozma kararına yazılması gerekirken önceki kararda direnilmesi 
usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. 
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme 
kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 
429 maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri 
verilmesine ll.l2.l99l gününde karar verildi. 
 
Birinci Başkan vek. 16.H.D.Başk. 9.H.D.Başk. 12.H.D.Başk. 
 
11.H.D.Başk. 15.H.D.Başk. 10.H.D.Başk. 6.H.D.Başk. 
 
7.H.D.Başk. 15.H.D.Başk.V. M.Demirtürk N.K.Yalçınkaya 
H.Örmeci	M.Altay  
 
H.H.Fadıllıoğlu Ç.Aşçıoğlu Y.Yılbaş 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |