Mesajı Okuyun
Old 17-04-2017, 22:39   #3
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Kooperatiflerde ortaklar ilke olarak çıkma/istifa hakkına (m.10) sahip olmakla birlikte 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu, bu hakkın kullanılmasına ve tahakkuk eden ayrılma payının ödenmesine bazı kısıtlamalar öngörmektedir.
1) Çıkma beyanının geçerliliği, altı aylık ihbar öneline bağlanmıştır (KoopK.m.12). Yani üye, altı ay önceden bildirmek şartıyla, üyenin çıkma işlemi altı ay sonra yani yıl sonu itibariyle gerçekleşecektir .
2) Ana sözleşme ile, çıkma hakkının kullanılması 5 yıla kadar ertelenebilir (KoopK.m.11/I). Burada erteleme süresi en fazla 5 yıl olarak kabul edilmiştir. Erteleme süresi 5 yıldan daha az olabilir, fakat 5 yılı aşamaz . Ayrıca, erteleme sadece ana sözleşme ile yapılabilecektir. Bu ya kuruluşta olur, ya da ana sözleşme değişikliği şeklinde olacaktır. O halde, yönetim kurulu veya genel kurul kararıyla sınırlama konulamaz. Hatta ana sözleşme, sınırlandırma konusunda bu organları yetkili kılmış olsa dahi, bu yetkilendirme hükmü geçersiz sayılmalıdır.
Ayrıca, "çıkma keyfiyetinin, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi halinde, ayrılmak isteyen ortağın, muhik bir tazminat ödemesine dair hüküm ana sözleşmeye konulabilir" (KoopK.m.10/c.II).
3) Çıkma hakkına yönelik olarak getirilen sınırlamalardan biri de, çıkan ortağın sahip olduğu ve ayrılma sebebiyle ona ödenmesi gereken ayrılma payının ödenmesini, belli bir süre ile ertelemektir:
"Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, ana sözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir" (KoopK.m.17/II).
Bu davada bilirkişilere düşen görev, ayrılan ortağa ödenecek payın, kooperatif varlığını tehlikeye düşürecek nitelikte olup olmamasıdır. Mahkeme de, bu tehlikenin varlığına bağlı olarak 2 yıllık ertelemenin yerinde olup olmadığını değerlendirecektir.