Mesajı Okuyun
Old 17-03-2017, 16:05   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/15698
Karar: 2016/4925
Karar Tarihi: 02.05.2016


TAZMİNAT İSTEMİ - AÇILAN DAVADA TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞU NIUN GÖZETİLMEMESİNİN İSABETSİZLİĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Dava, gelir koruma sigortası poliçesine dayalı olarak işsizlik teminat bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Sigorta sözleşmelerinin TTK'da düzenlenmiş olması nedeniyle davanın mutlak ticari dava olduğunun kabulü ile davanın ticaret mahkemesinde görülmesine imkan bulunmadığı açıktır. Bu itibarla, mahkemece; tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle ayrı tüketici mahkemesi varsa dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, yoksa davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu yön gözardı edilerek aksi şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.

(6502 S. K. m. 3, 73, Geç m. 1) (4857 S. K. m. 17)

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen davada .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/04/2015 tarih ve 2014/464-2015/394 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı nezdinde gelir koruma sigortası yaptırdığını, iş aktinin13/05/2014 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu 'nun 17. maddesine dayalı olarak fesh edildiğini, ... Emekliliğe tüm belgeleri eksiksiz olarak teslim etmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, son brüt maaşının net yarısı tutarında 6 aylık ödeme yapılması gerektiğini ileri sürerek, 18.300,00 TL sigorta tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın Ticaret Mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerektiğini, iş aktinin davacının kusuru nedeniyle feshedildiğini, işverenin haklı veya geçerli sebebe dayanan iş akdi feshinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacının İş Kurumuna başvurmuş olma koşulunu da yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının iş aktinin haklı nedenle feshedilmediği, davacının İş Kurumuna başvuruda bulunduğu, bu haliyle rizikonun teminat kapsamında bulunduğu gerekçesiyle, davacı-sigortalının altı aylık brüt gelirinin yarısı kadar tazminat bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir

Dava, gelir koruma sigortası poliçesine dayalı olarak işsizlik teminat bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Yasa'nın 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.

Aynı Yasa'da görev ve yetkiye ilişkin hükümlerin niteliğine ve zaman bakımından uygulanmasına ilişkin hükümlere de yer verilmiş, Yasa'nın 83/2. maddesinde, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi, 6502 sayılı Yasa'nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek, maddenin özel hüküm niteliğinde olduğu vurgulanmış ve 6502 sayılı Yasa'nın geçici 1. maddesinde yasanın yürürlüğü sonrası açılacak davalarda usul kurallarının derhal uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Belirtilen düzenlemeler karşısında, sigorta sözleşmelerinin TTK'da düzenlenmiş olması nedeniyle davanın mutlak ticari dava olduğunun kabulü ile davanın ticaret mahkemesinde görülmesine imkan bulunmadığı açıktır.

Bu itibarla, mahkemece; tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle ayrı tüketici mahkemesi varsa dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, yoksa davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.

2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın re'sen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı