|
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/14422
Karar: 2016/12397
Karar Tarihi: 02.11.2016
TAZMİNAT DAVASI - UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜNDE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞU - YARGI YERİNDE AYRI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ YOKSA DAVAYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA BAKILMASI VE KARARIN BU SIFATLA VERİLDİĞİNİN HÜKÜMDE GÖSTERİLMESİ GEREĞİ
ÖZET: Mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle yargı yerinde ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi yoksa davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve kararın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
(6102 S. K. m. 4) (6100 S. K. m. 114, 115, 297)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; 04.07.2014 tarihinde saat 17:10 civarında müvekkil şirket sahasında davalıdan kaynaklanan bir nedenden dolayı elektrik kesintisi yaşandığını, tekrar elektrik verildiğinde ise davalı tarafından ters fazda elektrik verildiğini, bu durum sonucunda davacı şirkete ait hava kompresörünün kullanılamaz hale geldiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/182 D.iş dosyası ile zararın tespit edildiğini iddia ederek, 53.313,512TL maddi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle husumet itirazlarının bulunduğunu, esas yönünden ise tazminat isteminin yerinde olmadığını, davalıya kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 48.267,67TL maddi tazminatın davalı yandan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra,19.11.2014 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış veya yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın; davacı şirketin işyerinde meydana gelen zararın tazminine ilişkin olduğu her iki tarafın da tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Bu durumda, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olarak açılan iş bu davaya bakma görevi, Asliye Ticaret Mahkemesine aittir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle yargı yerinde ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi yoksa davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve 6100 sayılı HMK'nun 297/1-a maddesi uyarınca da kararın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
|