13-03-2017, 22:10
|
#2
|
|
6. Hukuk Dairesi 2014/5407 E. , 2014/6589 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2013/1154-2014/277
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklının, borçlu davalı hakkında, kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibine, davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece,kiralanan tahliye edildiğinden tahliye istemine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına,itirazın kaldırılması davasının da uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verilmesi üzerine karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı,davalı arasında düzenlenmiş 01.03.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayalı olarak 06.12.2013 tarihinde yapmış olduğu icra takibi ile Aralık 2013-Şubat 2014 arası kira paralarının tahsilini istemiştir.İhtarlı ödeme emri davalı borçluya 13/12/2013 tarihinde tebliğ edilmiş,dava 25/12/2013 tarihinde açılmıştır. Takibe yasal süresi içinde itiraz eden borçlu davalı, kiralananın 29.11.2013 tarihinde tahliye ettiğini,borcu bulunmadığını belirterek takibe itiraz etmiştir. Davalı borçlu itirazında, icra takibinde dayanılan kira sözleşmesi altındaki imzasını açık ve kesin olarak reddetmemiştir.Davalı kiracı İİK 269/2 maddesi gereği sözleşmeyi ve imzasını inkar etmediğinden kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır.Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır.Davalı muaccel olan 2013 Aralık ayı kirasının ödendiğini İİK'nun 269/c maddesinde nitelikleri yazılı belgelerle ispatlayamadığından muaccel olan 2013 yılı Aralık ayı yönünden itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan; Davalı borçlu kiralananı 29.11.2013 tarihinde tahliye ettiğini savunmuş ise de, bu beyana karşı davacı vekili tahliye isteğini yinelemiştir. Kiralananın boşaltıldığının kabul edilebilmesi için terk edilmesi yeterli olmayıp anahtarlarının da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Anahtar teslimi hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan yıllıkkira miktarına göre yazılı delille kanıtlanması gerekir. Davalı anahtar teslimini yazılı delille kanıtlayamadığından kiralananın tahliye edildiği kabul edilemez. Bu husus da gözardı edilerek tahliye istemi hakkında yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK'nın 428 ve İİK'nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|