Mesajı Okuyun
Old 02-02-2017, 15:26   #2
Av. Selman Keskin

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
Aslında yapılması gereken işçinin gelmediği günler için devamsızlık tutanağı tutulması üst üste gelmediği üç gün sonrası noterden çekilecek ihtarname ile savunma istemek ve savunma süresi içinde savunma gelmediği takdirde işverenin işçinin devamsızlığı nedeniyle haklı fesih hakkını kullanması gerekmektedir. Aşağıda alıntıda fesih süresi açıklanmıştır.
"İş Kanunun 26. maddesi 1. fıkrasında, md. 24/2 ve 25/2’de sayılan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri nedeniyle yapılan fesihlerde tarafların fesih beyanında bulunabilecekleri süre sınırlandırılmıştır.[18] Yasa sadece “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı haller” e giren fesih nedenleri için bir süre öngörmüştür. Buna göre, böyle bir nedene dayanan feshin ilke olarak “olayın gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde kalmak koşuluyla öğrenildiği andan başlayan 6 iş günü içinde” yapılması gerekir. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz (4857 sayılı Kanun md. 26/1). Demek ki ikili bir fesih süresi öngörülmüştür ve bunlardan birisi feshe yol açan olayın oluştuğu tarihten başlayan bir yıllık üst süredir; diğeri ise bu üst süre içindeki zamana denk gelecek 6 iş günlük alt süredir. Alt süre, feshe yetkili kişinin fesih nedenini öğrendiği tarihten başlar. Ancak uygulamada 6 iş günlük süre feshe neden olan olgunun öğrenildiği günden değil, onu izleyen ilk günden başlatılmaktadır. (Yargıtay 7. H.D. 11.07.2013, 5158/13212).[19] Bazen olay bir soruşturmayı veya araştırmayı-belirlemeyi gerektirebilir. Bu durumda 6 iş günlük alt süre soruşturmanın/araştırmanın/belirlemenin sonuçlanıp bunun feshe yetkili kişiye iletiminden başlar (Yargıtay 9. H.D. 27.02.2006, 1214/4724).[20] İşverenin tüzel kişi olması durumunda da 6 iş günlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar.[21] 4857 sayılı Kanun md. 26/1’deki bu 6 iş günlük ve 1 yıllık süreler hak düşürücü sürelerdir.[22] Bunun sonucu olarak bu süreler geçtikten sonra yapılan fesih haksız fesih sayılır (Yargıtay 9. H.D. 15.03.2004, 16009/5077).[23] Yüksek mahkeme bir kararında; “…İşveren tarafından altı iş günlük süre içinde derhal fesih yoluna gidilmeyerek, hak düşürücü süre geçirildiğinden, davacının kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin kabulü yönündeki direnme kararı ve gerekçesi yerindedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 20.02.2013, E. 2012/9-852, K. 2013/254)” demiştir. Ayrıca hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi hakim resen dikkate almak zorundadır (Yargıtay 9. H.D. 27.01.2011, E. 2009/3160, K. 2011/1069).

Ayrıca cumartesi, iş hukuku bakımından iş günü olduğundan, cumartesinin de hesaba dahil edilmesi gerekir.[24] Haklı fesih nedenini oluşturan ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış devam ettiği sürece hak düşümü süresi işlemez.[25] Aynı şekilde 9. Hukuk Dairesine göre işçinin işe devamsızlığı devam ettiği sürece altı iş günlük sürenin geçtiğinden söz edilemez.[26]"