Mesajı Okuyun
Old 12-01-2017, 12:48   #1
Av. Alper

 
Varsayılan Yargıtay Kararı Arıyorum - HAGB (Fikir Alış Verişi)

Sayın meslektaşlarım merhabalar.

Bir müvekkilim, hakkında HAGB kararı verilmiş iken denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlemiş ve önceki verilen kararın açıklanması yoluna gidilmiş.

Fakat Mahkeme, hükmü açıklarken CMK 231/11 hükmünde yer alan ve müvekkilimin lehine olan 'cezanın yarısına kadar bir kısmının infaz edilmemesi' ve 'erteleme' ya da 'seçenek yaptırım' düzenlemelerini uygulamadan doğrudan doğruya eski hükmü açıklamakla yetinmiştir.

Bunun gerekçesi olarak özetle şundan bahsediyor karar (aşağıda tüm gerekçeyi alıntıladım); "Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun içtihatları doğrultusunda CMK 231/11 hükmünün aksine kanıt (mefhumu muhalifi) yorumuyla; önceki verilen HAGB kararında herhangi bir denetime tabi tutulmayan sanık hakkında hüküm açıklanırken şayet önceki HAGB kararı kapsamında sanık herhangi bir denetime tabi TUTULMAMIŞ ise ve denetim süresi içerisinde sanık yeniden suç işlediğinde, eski hüküm olduğu gibi açıklanır"

Ben burada bahsedilen, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu konudaki içtihadını arıyorum. Çünkü bu gerekçede kullanılan ifadeleri anlayamadım. Yani CMK 231/11'in çok açık bir hüküm olduğunu düşünüyorum ve buradaki yorum metodu ile varılan sonucun hangi gerekçe ile bu şekilde uygulandığını merak ediyorum.

Mahkeme, gerekçede aynen bu şekilde atıfta bulunmuş ve herhangi bir tarih, numara veya sair bilgiye yer vermemiş.

****
Gerekçeli Kararın Tam Metni
Araştırma yapan meslektaşlarıma faydalı olabileceğini düşünerek yukarıda özetlediğim gerekçeli kararın ilgili kısmı şu şekilde paylaşıyorum;

...sanığın, yapılan ihtarata rağmen denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemiş olması sebebiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması gerektiği belirlenmiştir.

Belirleme bu doğrultuda olmakla beraber; açıklanacak hüküm yönünden CMK 231/11 hükmü delaletiyle cezanın bir kısmının infazına karar verilip verilemeyeceği ve açıklanacak cezanın seçenek yaptırımlara çevrilme imkanının bulunup bulunmadığı hususları yönünden mahkememizce değerlendirme yapılmış, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun içtihatları doğrultusunda değinilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sonuçlarına yönelik değerlendirme ve CMK 231/11 hükmünün aksine kanıt (mefhumu muhalifi) yorumuyla

"açıklanması geri bırakılan hüküm kapsamında denetim süresi içerisinde CMK 231/8-a-b ve c bentleri esas alınarak yükümlülük belirlenmek suretiyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmuş ise, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya tedbire ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece cezanın yarısına kadar belirlenebilecek bir kısımının infaz edilmemesine veya koşulların varlığı halinde hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlarına çevrilmesine karar verilebileceği, aksine herhangi bir yükümlülük ve denetimli serbestlik tedbiri belirlenmeden hükmün açıklanması geri bırakılmış ise, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde açıklanması geri bırakılan hükmün, tesis olunduğu şekliyle açıklanması gerektiği, bu halde artık mahkemece cezanın bir kısmının infaz edilmemesine veya koşulların varlığı halinde hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlarına çevrilmesine karar verilemeyeceği"

sonucuna ulaşılmış, bu sonuç çerçevesinde mahkememizin kararıyla herhangi bir yükümlülük ve denetim tedbirine tabi tutulmadan hakkında verilen hükmün açıklanması geri bırakılan sanık yönünden, hükmün tesis olunduğu şekliyle açıklanması gerektiği, verilen ceza açısından kısmen infaz, erteleme ve seçenek yaptırıma çevirme hususlarına İMKAN BULUNMADIĞI anlaşılmakla.."
****

Çok değil 7 - 8 ay önce, benzer bir durumda CMK 231/11 uygulaması ile başka bir müvekkilimin lehine sonuç aldım ve açıklanan hükümde cezanın ertelenmesine karar verildi. Tabii bu durumun emsal teşkil edeceğinden bahsetmiyorum fakat CMK 231/11 hükmü çok açık bir hüküm ve Mahkeme'nin burada yaptığı yorumun mantığını anlayamadım. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu yoruma nasıl ulaştığını merak ettiğim için, konu hakkında bilgi sahibi olan meslektaşlarımdan ellerinde ilgili kararı olan varsa, paylaşırlarsa çok sevinirim. Zira ben, yaptığım aramalarda söz konusu karara (ya da kararlara) ulaşamadım.

Şimdiden teşekkür ediyorum.