13-12-2016, 09:03
|
#2
|
|
T.C YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2005 / 7889
Karar: 2005 / 9950
Karar Tarihi: 06.05.2005
ÖZET: Dayanak belgede, çekin üst sağ bölümünde 18.04.2004 tarihi yazıldıktan başka, ayrıca borçluya ait imzanın yanında 17.03.2004 tarihine de yer verildiği tespit edilmiştir. Çeklerde vade öngörülmediği için çek üzerinde yazılı iki tarihten önceki tarihin keşide tarihi olarak esas alınması gerekir. Bu durumda 17.03.2004 tarihinden itibaren ibraz süresi geçirildikten sonra çekin 22.04.2004 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiği anlaşıldığından alacaklı müracaat hakkını kaybetmiştir. Takibin iptaline karar verilmesi gerekir.(2004 S. K. m. 170/A) (6762 S. K. m. 708, 709, 710, 711, 712, 713, 714, 715, 716, 717, 718, 719, 720)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili ve borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Alacaklı Serkan Ökten vekili tarafından borçlu hakkında 5.000.000.000. TL. asıl alacağın ve eklentilerinin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 163 nolu ödeme emri tebliğ edilmiştir.
Borçlu vekili tarafından yasal süresinde İcra Mahkemesine başvurularak dayanak çekte birbirinden farklı iki ayrı keşide tarihinin yazılı olduğu belirtilmiş ve önceki tarihe itibar edilmesi gerektiğinden söz edilerek ibraz tarihinin geçirildiği ileri sürülüp takibin iptali isteminde bulunulmuştur.
Dayanak belgede, çekin üst sağ bölümünde 18.04.2004 tarihi yazıldıktan başka, ayrıca borçluya ait imzanın yanında 17.03.2004 tarihine de yer verildiği tespit edilmiştir. Çeklerde vade öngörülmediği için çek üzerinde yazılı iki tarihten önceki tarihin keşide tarihi olarak esas alınması gerekir. Bu durumda 17.03.2004 tarihinden itibaren TTK. nun 708 - 720. maddeleri gereğince ibraz süresi geçirildikten sonra çekin 22.04.2004 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiği anlaşıldığından alacaklı müracaat hakkını kaybetmiştir. O halde, İİK. nun 170/a-2. maddesi gereğince anılan husus resen gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 06.05.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
|