|
Özel öğretim kurumunun sözleşme harici veliye icra takibi başlatması
Sayın Meslektaşlarım,
Bahsettiğim konuda THS'de ve Yargıtay kararlarında bir emsal bulamadığımdan sormak istiyorum.
Bir çocuğun babası, X özel öğretim kurumuyla sözleşme yaparak çocuğu okula yazdırıyor. Belirli bir süre sonunda okul ücretleri ödenmediğinden dolayı, kurum sadece anneyi borçlu göstermek suretiyle icra takibine girişiyor.
Annenin sözleşmede imzası, kefaleti bulunmuyor.
İlk başta sözleşmenin nisbiliği prensibi gereği, anneye icra takibi başlatılamayacağı düşünülse de, TMK'nun 327. maddesinde "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır." hükmü yer almaktadır.
Ayrıca;
13. Hukuk Dairesi 2013/23781 E. , 2014/9972 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2010/1496-2013/425
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, özel okul olarak eğitim hizmeti verdiğini, davalının, oğlu 2001 doğumlu B.. B..' u 2007 – 2008 eğitim öğretim döneminde imzaladığı sözleşme ile 1. sınıfa kaydettirdiğini ve bu dönemin ücretinin davalı tarafından ödendiğini, davalının oğluna 2008 – 2009 eğitim öğretim döneminde eğitim hizmeti verilmesine ve ödenmesi gereken toplam 6.800.00.TL' dan 4.200.00.TL' nın davalı tarafından ödenmesine rağmen bakiye 2.600.00.TL' yı davalının ödemediğini, bu paranın tahsili için yapılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece, davalının 06.06.2003 tarihinde boşandığı ve müşterek çocuk B.. B..' un velayetinin dava dışı anneye verildiği, 2008 yılı ve sonrasında yapılan sözleşmede davalının imzasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.06.2003 tarih ve 2002/721 Esas 2003/537 Karar sayılı ilamı ile davalı D.. B..' un eşi İ.. B..' tan boşandığı, ve müşterek çocuk 19.11.2001 doğumlu B.. B..' un velayetinin anneye verildiği, 2007 -2008 eğitim öğretim döneminde davalı tarafından oğlu B.' ın
davacı şirkete ait olduğu özel okulun 1. sınıfına kaydettirildiği, bu konuda davalının veli olarak 19.11.2007 tarihli taahhütnameyi imzaladığı, 2007 – 2008 eğitim öğretim dönemi ücretinin ödendiği, 2008 – 2009 yılı eğitim öğretim dönem ücreti olan 6.800.00.TL' nın, 4.200.00.TL' sının davalı tarafından ödendiği, bakiye 2.600.00.TL' nın ödenmediği dosya kapsamı ile sabittir. 19.11.2001 doğumlu B.. B..' un velayetinin mahkeme ilamı ile dava dışı anneye verilmesine rağmen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu' na göre çocukların eğitim giderlerinden anne ve babanın sorumlu olması, davacı şirkete ait okula davalının velisi olduğunu beyan ederek oğlunu yazdırması ve uyuşmazlık konusu miktardan önceki dönem taksitlerin tamamını davalının ödediği de dikkate alındığında bakiye 2.600.00.TL eğitim giderinden de davalının sorumlu olduğunun kabulü gerekirken az yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Şeklinde bir karar bulmuş vaziyetteyim.
Sözleşmenin nisbiliği prensibi ile TMK 327. maddesinin karşılaştırılması konusunda yorumlarınızı rica ediyorum.
Saygılarımla
|