Mesajı Okuyun
Old 21-09-2016, 14:51   #5
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
Esas No:2016/12127
Karar No:2016/10164

DAVA : Davacı, Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının iş aktinin davalıca haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.

B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacıya yemek kalıp kalmadığı sorulduğunda davacının yemek kalmadığı yönünde yalan söyleyerek cevap verdiğinin tespit edilmesi üzerine davacıyı muhatap ihtarı davacının imzalamayarak iş yerini terkettiğini, müteakip günlerde de gelmemesi üzerine iş aktinin davalıca haklı feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, Dairemizin 2012/36303 Esas sayılı bozma ilamına uyulduğu belirtilerek ve sübut bulduğu gerekçesi ile genel tatil ücreti dışındaki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.

D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

E)Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Somut uyuşmazlıkta, Mahkeme'nin ilk kararı Dairemizin 2012/36303 E. 2014/30422 K. sayılı kararı ile “...davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talebinin kabul edilmesi “ gerekçesi ile bozulmuş, Mahkeme tarafından bu bozma ilamına uyularak kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin de kabulüne karar verilmiştir.
Bozmadan sonra davacı vekili tarafından ilk kez ıslah yoluna gidilerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti alacakları ıslah edilmiş, Mahkemece bozmadan sonra yapılan ıslaha itibar edilerek hüküm kurulmuştur.

Dairemizin önceki uygulamalarında usulü bozmalar ile hesap raporu alınmadan reddedilen alacaklara ilişkin olarak bozmadan sonra ıslah yapılabileceği kabul edilmekteydi.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK.nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.

Yargıtay Kanunu'nun 45/5. maddesi “ İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı “ hükmünü içermektedir.

Yargıtay Kanunu'nun 45/5. maddesi karşısında Dairemizce “ Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına uygun karar verilmesi gerekmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilerek karar verilmesi HMK.nun 177/1. maddesinin “Islah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir” hükmü ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK. nın değiştirilmesine gerek olmadığına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı YİBK” karşısında isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

3-Kabule göre de, ıslaha karşı süresinde ileri sürülen zamanaşımı savunmasının yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti alacakları açısından değerlendirilmemesi hatalıdır.

F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/04/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






T.C. YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ E. 2016/5037 K. 2016/7029 T. 19.4.2016


ÖZET : Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Islah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule dair işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır.
Yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni davaya konu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Islahın tahkikatın bitimine kadar yapılacağının düzenlemesi karşısın da Yargıtay'ın bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı ortadadır. Davacının maddi tazminat talebi bakımından bozma kararı sonrasında dava değerinin artırıldığı ıslaha itibar edilerek neticeye varılması hatalı olmuştur.
DAVA : Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR :
1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve kanuni gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- )Dava, 11.6.2008 tarihindeki iş kazası sonucu %28,20 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 13.456,24-TL maddi, 20.000,00-TL de manevi tazminatın kaza tarihi olan 11.6.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
17.12.2015 tarihli kararda sair yönlerden bir hata bulunmamakla birlikte davacının maddi tazminat talebi bakımından bozma sonrasında yapılan ıslaha değer verilerek neticeye varılması doğru olmamıştır.
Şöyle ki; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176. vd. maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule dair işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule dair işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni davaya konu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak aynı Kanun’un 177. Maddesine göre ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılacağının düzenlemesi karşısın da Yargıtayın bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı ortadadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun kararı da bu yöndedir.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda; dairemizin bozma kararı sonrasında dava değerinin artırıldığı 11.12.2015 tarihli ıslaha itibar edilerek neticeye varılması hatalı olmuştur.
Belirtilen bu maddi ve hukuki olguların Mahkemece nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 19.04.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.