Mesajı Okuyun
Old 09-08-2016, 10:42   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

19.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/1341
Karar: 2016/7373
Karar Tarihi: 25.04.2016


İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - DAVACI ŞİRKET TARAFINDAN DAVALI HESABINA YAPILAN HAVALEDE BİR KAYIT BULUNMADIĞI - İSPAT KÜLFETİNİN DAVACI TARAFTA OLUP HAVALENİN DAVALIYA BORÇ OLARAK VERİLDİĞİNİ YAZILI DELİL İLE KANITLAMAK ZORUNDA OLUŞU - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Davacı ile dava dışı banka arasındaki kredi sözleşmesinde davalının herhangi bir sıfatı bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacı tarafından çekilen kredinin davalıya verilmek amacı ile çekildiği yönünde iddia yerinde değildir. Öte yandan havale kural olarak mevcut bir borcun ödenmesi amacı ile yapılır. Davacı şirket tarafından davalı hesabına yapılan havalede herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. İspat külfeti davacı tarafta olup, havalenin davalıya borç olarak verildiğini yazılı delil ile kanıtlamak zorundadır.Mahkemece,ispat yükünün tayini ve delil takdirinde hataya düşülerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.

(2004 S.K. m.67)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı bankadan ticari kredi çekerek davalıya verdiğini, yani krediyi fiilen ona kullandırdığını, müvekkilinin çekilen kredi miktarı 80.000,00 TL'yi davalıya ait banka hesabına ödediğini, ancak davalının müvekkilinden aldığı bu kredi borcunu ilgili bankaya ödemediğini, ödenen 80.000 TL'nin tahsili için başlatılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkete bir borcunun bulunmadığını, havalenin bir ödeme vasıtası olduğunu, var olan bir borcun ödendiğini gösterdiğini, aksinin ispatı için havaleyi gönderenin bunun borç karşılığında bir ödeme olduğu kaydını işlemesi veya yazılı delil sunması gerektiğini, davacının ödemesinin borçlarının bir kısmının geri ödemesine ilişkin olduğunu ve davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, davalının davacı şirketin ortağı olan dava dışı ...'ın oğlu olduğu, davacı şirket ile davalının annesi şirket ortağı ... arasında da devam eden davalar bulunduğu, hayatın olağan akışına göre davalının şirkete borç para vermiş olması halinde bunun kanıtına yönelik olarak senet, banka havale dekontunun bulunması veya bu hususun şirket kayıtlarına geçirilmiş olması gerektiği, ancak şirket kayıtlarında davalının davacı şirkete borç para verdiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafından davalıya ödenen paraya ilişkin olarak düzenlenen havale dekontunda bir açıklama yoksa da taraflar arasındaki ilişkiye, davalının şirket ortağının oğlu olmasının şirketten borç para almasında sağladığı kolaylığa ve davalının şirkete daha önce borç para verdiği yönündeki iddiasının geçerli delillerle kanıtlanamadığı, davaya konu paranın davalıya karşı olan bir borcun ödenmesi, tasfiyesi amacıyla değil borç olarak verildiği yönünde kanaate varıldığı, davacının, davalıdan takibe konu asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı kadar alacaklı olduğu ve takibe konu borcun likit nitelikte olması nedeniyle davalının haksız itirazı nedeniyle icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı ile dava dışı banka arasındaki kredi sözleşmesinde davalının herhangi bir sıfatı bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacı tarafından çekilen kredinin davalıya verilmek amacı ile çekildiği yönünde iddia yerinde değildir. Öte yandan havale kural olarak mevcut bir borcun ödenmesi amacı ile yapılır. Davacı şirket tarafından davalı hesabına yapılan havalede herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. İspat külfeti davacı tarafta olup, havalenin davalıya borç olarak verildiğini yazılı delil ile kanıtlamak zorundadır.Mahkemece,ispat yükünün tayini ve delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.04.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı