Merhabalar Sayın Meslektaşlarım,

Toplam üç hissedarı olan bir taşınmaz mevcut. Bu taşınmazın %50 hissesi müvekkil (A) şirketine, %25 hissesi (B) gerçek kişisine, %25 hissesi (C) gerçek kişisine ait.

Taşınmaz 13.000m2 büyüklüğünde.

Bu taşınmazın 6.000m2'lik kısmı Organize Sanayi Bölgesi sınırları içerisine alınması planlanmakta. Ancak henüz kamulaştırma işlemlerine geçilmesi söz konusu değil.

Müvekkil (A) şirketi, kamulaştırmayı beklemeksizin taşınmazın ifrazını ve organize sanayi bölgesi içerisinde kalacak 6.000m2'lik yerin kendi adına tescilini talep etmekte.

Bunun tek yolunun açılacak izale-i şuyu davasında aynen taksim talebinde bulunmak olduğunu düşünüyorum. Ancak (A) ve (B) gerçek kişisi hiçbir anlaşmaya yanaşmadıklarından, bilirkişilerce ifrazın mümkün olduğuna kanaat getirilse ve onay makamı projeyi onaylasa dahi hangi payın kime verileceği konusunda anlaşmaya varılamayacak.

Yargıtay'ın yerleşik uygulaması paydaşlar arasında anlaşma sağlanamadığı takdirde kura yoluna gidilmesi yönünde.

Ancak müvekkil (A) şirketinin ilgili taşınmaza bitişik işletmesi mevcut. Yani kura işlemi müvekkil şirketin işine gelmez. Tarafların anlaşmasının da mümkün olmayacağını düşünürsek, mahkemeden;

İlgili 6.000m2'nin-kaldı ki bu yer şekilsiz ve üzerinde elektrik hatları var- organize sanayi bölgesi sınırları içine alınacağı, müvekkil şirketin organize sanayi bölgesi ilgili taşınmaza sınır olan işletmesinin bulunması, diğer paydaşların anlaşmamasında herhangi bir haklı gerekçe ileri sürememesi, taşınmazı organize sanayi bölgesinde kullanamayacakları, ticari faaliyetlerinin bulunmaması gibi sebeplerle 6000m2'nin müvekkil (A) şirketi adına tescilini talep etsem, kabul görme olasılığı var mıdır? Yahut öneriniz ne olur?

Teşekkür ederim,
Saygılar,