Mesajı Okuyun
Old 08-07-2016, 14:53   #1
siloos

 
Mutsuz İİK Madde 99'a göre İstihkak Davası İspat Şartı ve Emsal Yargıtay Kararı

Öncelikle herkese kolay gelsin,

Alacaklı vekili olarak borçluya ait olduğunu haricen tespit ettiğimiz bir adrese ihtiyati olarak hacze gittik. Gittiğimiz adreste basit bir şekilde farklı bir şirketin adının yazılı olduğu yapıştırmaları gördük. Ancak adreste, alelade yapıştırılan bu farklı şirket ismini destekleyen herhangi bir vergi levhası vs. gibi resmi bir evrak göremedik.Yalnız belirtmek gerekir ki adresin bizim borçlumuz olan şirkete ait olduğuna ilişkin resmi bir evrak da bulunmadık.Ticaret sicilden baktığımızda adı geçen şirketin başka bir adreste gözüktüğü, haciz adresine ilişkin herhangi bir ilan yapılmadığını da gördük. Özetle adresin hangi şirkete ait olduğu meçhul gibi duruyor.


Adreste adı yapıştırma şeklinde yazan şirketin yetkilisi olduğunu söyleyen bir şahıs geldi. Borçla alakaları olmadığını ve borçlu şirketi bilmediklerini söyledi. Ancak yine Ticaret Sicilden bakınca bu şirketin yetkilisinin, borçlu şirketin yetkilisi tarafından noter kanalı ile verilen vekaletname ile borçlu şirketi temsile yetkili olan şahsın oğlu olduğunu öğrendik. Bu arada her ne kadar şahıs tanımam diyorsa da tarafımızca yapılan harici araştırmalarda borçlu şirket yetkilisini o adrese girip çıktığını defalarca görmüştük.

Devamla oğul olan şahıs oranın kendi firmasına ait olduğunu ispatlamak için adı geçen 3.şahıs niteliğindeki şirket ile hiç adı geçmeyen başka bir şirketin haciz sahasında inşaat yapacaklarına ilişkin kendi aralarında imzaladıkları sözleşmeyi gösterdi. Ancak durum şu iki her iki şirketin yetkilisi de oğul olan şahıs ve hiç adı geçmeyen şirket ile borçlumuz olan şirketin adı hemen hemen aynı, tek bir harf koyup fark yaratmaya çalışmışlar.

Özetle alacaklı olarak istihkakı kabul etmedik ve haciz işlemini yaptık. Ancak İİK madde 99'a göre haciz yapıldığından dava açma külfeti bizde.

Sorum şu ki, ne kadar araştırsam da baba-oğul şirketler arasındaki organik bağı kanıtlayan veya buna benzer bir Yargıtay Kararı bulamadım. Esasında olay çok açık bir şekilde belli iken ne yazık ki yazılı delille ispat etmemiz lazım. Oğul olan şahsın yaşının küçük olması (sanıyorum 20 yaşında) bu yaşta büyük sermayeli bir anonim bir de limited şirket kurup milyonluk işler yapmasını hayatın olağan akışı içinde değerlendiremez miyiz?

Veya mevcut adreslerde resmi olarak hangi şirkete ait olduğunu belgeleyen hiçbir belge yokken bunu nasıl ispat edebilirim? Baba-oğul ilişkisi yeterli midir? Bu konuda sizlerden yorum ve mümkün ise Yargıtay Kararları bekliyorum.

Şimdiden okuyup vakit ayırdığınız için çok teşekkürler.