Mesajı Okuyun
Old 30-06-2016, 09:54   #6
para_doks

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi

Esas: 2012/18668
Karar: 2012/18983
Karar Tarihi: 07.11.2012

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI - İŞ KAZASI SONUCU MALULİYETDEN DOĞAN DAVA - SORUŞTURMA EVRAKINI EKSİKSİZ BİR BİÇİMDE GETİRTMEK - ARSAYI SATIN ALABİLECEK VE BU NİTELİKTEKİ BİR YAPIYI İNŞAA EDEBİLECEK MALİ GÜCÜ OLUP OLMADIĞINI ARAŞTIRMAK

ÖZET: Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yapılacak iş, soruşturma evrakını eksiksiz bir biçimde getirtmek, binanın bulunduğu arsanın tapu kaydını getirterek dava dışı E. tarafından hangi tarihte ve ne şekilde iktisap edildiğini belirleyerek bu kişinin yapının bulunduğu arsayı satın alabilecek ve bu nitelikteki bir yapıyı inşaa edebilecek mali gücü olup olmadığını araştırmak, işyeri sahibi E.'nin köyde ikamet etmesi nedeniyle inşaatın bütününün yönetim görevini (işveren vekili) kimin yerine getirdiğini belirlemek, davalının işveren olmadığı belirlense dahi işveren vekili olması halinde iş kazası sonucu oluşan maddi ve manevi zarardan <kusuru oranında> sorumlu bulunduğunu gözetmek, iş kazası sonucu meydana gelen maddi ve manevi zarardan sorumlu olan <gerçek işvereni> belirlemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

(4857 S. K. m. 2, 77)

Dava ve Karar: Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, husumet nedeniyle reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Dava, 04.02.2011 tarihinde bina dış cephe sıvası yaparken iskeleden düşerek sürekli işgöremez hale gelen davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, <iş kazasının meydana geldiği H... Mah. Ada 4099 ve Parsel 7 sayılı taşınmazın 1031936.046 sicil numaralı özel bina inşaatı işyeri olduğu ve 17.12.2010 tarihinde dava dışı E. adına Kanun kapsamına alındığı, 04.02.2011 günü meydana geldiği iddia edilen iş kazası nedeni ile dava dışı E. tarafından bildirimde bulunulduğu ve idari soruşturmanın da E. üzerinden yürütüldüğü, davacı hakkındaki sigortalı işe giriş bildirgesinin dava dışı E. tarafından verildiği> gerekçesiyle işverenin dava dışı E. olduğu kabul edilerek davalı Mehmet hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Uyuşmazlık, gerçek işverenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/1 maddesine göre <Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.>

4857 sayılı Kanun'un 77/1 maddesine göre <İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.>

İşverenler, iş sağlığı ve güvenliği önleminin alınmaması sonucu oluşan maddi ve manevi zararı gidermekle yükümlü olup; işverenin bu yükümlülükten kurtulmak amacıyla gerçekte işveren olmayan gerçek veya tüzel kişileri kayden işveren olarak göstermeleri halinde gerçek işveren belirlenerek maddi ve manevi zarardan sorumlu tutulmalıdır. Zira gerçek işverenin sorumluluktan kurtulmak amacıyla muvazaalı (danışıklı) olarak gerçekte işveren olmayan gerçek veya tüzel kişileri kayden işveren olarak göstermeleri işçi yönünden herhangi bir sonuç doğurmaz.

Somut olayda, iş kazasının meydana geldiği H... Mah. Ada 4099 ve Parsel 7 sayılı taşınmazın 1031936.046 sicil numaralı özel bina inşaatı işyeri olduğu ve 17.12.2010 tarihinde dava dışı E. adına Kanun kapsamına alındığı, 04.02.2011 günü meydana gelen iş kazasının E. tarafından Kuruma bildirildiği, sigortalı işe giriş bildirgesinin E. tarafından verildiği, sigorta primlerinin E. tarafından ödendiği ve böylece işverenin kayden E. olduğu belirlenmiş ise de mali müşavir olması nedeniyle iş kazasının işverene yüklediği maddi ve manevi zararı giderme yükümlülüğünü bilmesi hayatın olağan akışına uygun davalının kaza günü olan 04.02.2011 tarihinde alınan kolluk ifadesinde hayatın olağan akışına aykırı bir biçimde iş kazasının meydana geldiği binanın kendisine ait olduğunu söylediği, iş kazasının meydana geldiği bina inşaatının il merkezinde olmasına karşın işyeri sahibi E.'nin köyde ikamet ettiği ve mahkemece işyeri sahibinin sosyal ve ekonomik durumu itibariyle yapının bulunduğu arsayı satın alabilecek ve bu nitelikteki bir yapıyı inşaa edebilecek mali gücü olup olmadığının araştırılmadığı, soruşturma evrakının eksiksiz bir biçimde getirtilmediği ve böylece gerçek işverenin yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.

Yapılacak iş, soruşturma evrakını eksiksiz bir biçimde getirtmek, binanın bulunduğu arsanın tapu kaydını getirterek dava dışı E. tarafından hangi tarihte ve ne şekilde iktisap edildiğini belirleyerek bu kişinin yapının bulunduğu arsayı satın alabilecek ve bu nitelikteki bir yapıyı inşaa edebilecek mali gücü olup olmadığını araştırmak, işyeri sahibi E.'nin köyde ikamet etmesi nedeniyle inşaatın bütününün yönetim görevini (işveren vekili) kimin yerine getirdiğini belirlemek, davalının işveren olmadığı belirlense dahi işveren vekili olması halinde iş kazası sonucu oluşan maddi ve manevi zarardan <kusuru oranında> sorumlu bulunduğunu gözetmek, iş kazası sonucu meydana gelen maddi ve manevi zarardan sorumlu olan <gerçek işvereni> belirlemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı