|
T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/9539
Karar: 2011/6523
Karar Tarihi: 03.05.2011
TAZMİNAT DAVASI - İŞ KAZASI SONUCU SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK DURUMUNA GİREN SİGORTALIYA BAĞLANAN PEŞİN SERMAYE DEĞERLİ GELİRLER İLE YAPILAN ÖDEMELER - AĞIRLIKLI KUSURUN KOOPERATİF VE YÖNETİCİLERİNDE AİT OLDUĞU - HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: Davacı, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin sermaye değerli gelirler ile yapılan ödemelerin kanun maddesi uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir. Ağırlıklı kusurun kooperatif ve yöneticilerinde ait olduğu gözetilerek, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden, kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
(5510 S. K. m. 21) (506 S. K. m. 26) (4857 S. K. m. 77)
Dava: Davacı, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin sermaye değerli gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflarca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi H. K. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Karar: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalıların temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı Kurumun temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen <sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı> tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.
Davalı kooperatife ait inşaatın birinci katında ikiye katlı 12 metrelik demirlerin açılması işini yapan sigortalının, elindeki demiri yukarı kaldırması sonucu üst taraftan geçen orta gerilim hattına demirin teması ve bunun sonucunda elektrik akımına kapılması nedeniyle %81 sürekli iş göremezlik durumuna gelmesi sonucu oluşan iş kazasında davalı işveren kooperatife %35, davalı kooperatif yöneticilerine toplam %5, kazalıya %20, dava dışı Tedaş'a %20, inşaatın fenni mesulüne %10, Belediye Başkanlığına %10 kusur izafe edilen 22.11.2009 tarihli rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir.
Tarafların kusur oran ve aidiyetleri konusunda oluşa uygun olmayan, işyerinde iş güvenliği tedbirlerini alma ve bu tedbirlere uyulması gerekli eğitim ve denetim, yetki ve sorumluluğun işveren kooperatif ve yöneticilerine ait olduğunu gözetmeyen, dava dışı kurumlar ile fenni mesulün olaydaki etken kusurlarının dayanaklarını mevzuat hükümlerine göre belirtmeyen yetersiz kusur raporunun hükme esas alınmış olması isabetli bulunmamıştır.
506 sayılı Yasanın 26. maddesine dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde mahkemece, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğu dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Bilirkişilerce kusur durumu saptanırken, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca inceleme yapılarak, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerekeceğini, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığını ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığını ve dayanağı mevzuat hükümlerinin ayrıntılarıyla irdelenerek gösterilmesi, soyut ifadelerin kullanımı ile yetinilmemesi gerektiği de belirtilmelidir.
4857 sayılı İş Kanununun 77. maddesi gereğince işveren işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar.
İşçinin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, bu tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin böyle bir tedbirin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işveren, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan çekinemeyecektir.
Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı, işverenin önlem alma ödevini etkilemez. İşveren, iş disiplinini sağlamak, çalıştırdığı sigortalının beden ve ruh tamlığını korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak, uygulatmak ve denetlemekle yükümlüdür.
Kusur oranlarının saptanmasında, ihlal edilen mevzuat hükümleri belirlenirken, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkatin de neler olduğunun eksiksiz bilinmesinde, kusur raporuna ve dava dosyasına yansıtılmasında yasal zorunluluk vardır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler ile ağırlıklı kusurun kooperatif ve yöneticilerinde ait olduğu gözetilerek, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden, kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.05.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
|