Tüm meslektaşlarıma iyi günler,

Tüketici kredisi kullanımı sırasında yapılan hayat sigortasında sigortalanan risk gerçekleşmiş, kredi borçlusu vefat etmiştir. Vefatın ardından sigorta şirketine kredi borcunun sözleşmede lehtar olarak tayin edilen bankaya ödenmesi talebiyle yapılan başvuru, sigortalının beyan yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle reddedilmiştir.

Red cevabı üzerine sigorta şirketi aleyhine sigorta tazminatını ödemesi talebi ile dava açılmıştır. Davanın açılmasından kısa bir süre sonra alacaklı banka mirasçılar aleyhine icra takibine başlamıştır.

Sigorta şirketi aleyhine açılan dava, sigorta sözleşmesinde alacaklı bankanın lehtar olarak gösterilmiş olması nedeniyle, husumetten reddedilebilir. Bu noktada;
1. Açmış olduğum eda davasını, ıslah dilekçesi ile sigorta şirketinin tazminatı ödemekle yükümlü olduğunun tespiti, şeklinde tespit davasına dönüştürebilir miyim?

2. Alacaklı bankanın davada taraf olmaması (ihbar talebinde bulunacak olmama rağmen, verilecek hükmün banka açısından bağlayıcı olmayacağı dikkate alınırsa) tespit davasında sorun yaratır mı?
2. Bunun paralelinde, banka aleyhine menfi tespit davası mı açmam mı yoksa bankanın itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla dava açmasını beklemem mi daha doğru olur?
3.Davanın reddini önlemek açısından (mirasçıların kredi borcunu ödeme imkanı olmadığından bunun dışında) önerebileceğiniz hukuki bir yol var mı?

Bu konu ile ilgili çok fazla karar okumama rağmen, kredi borcunu ödemeden doğrudan sigorta şirketine karşı açılan bir tespit davasına rastlamadım.

Yardımcı olabilecek meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim.