Meslektaşlarım Merhaba,

Müvekkil x bir avukatın yanında çalışan başka bir avukattır. Müvekkil iş akdini haklı olarak feshetmek istemekte ve bunu dile getirmekte iken talihsiz bir olay yaşamıştır.

Olay ise tam olarak şudur: 4 yıl önce kapanan ve mahzene düşen ancak haricen tahsil talebi dosyada olmayan (ofiste kapanmış) bir icra dosyasında borçlu müvekkili arıyor ve tapudaki fek işleminin yapılmadığını ve yapılmasını talep ediyor. Asıl işveren o zamanlar izinli olduğu için uzun süre ofiste olmayacağını bilen müvekkil, zaten dosya kapandığı ve mahzende olduğu için fek müzekkeresini kendi hazırlayıp mühür ve imzayı da kendi atıp borçluya veriyor. Tapu müdürlüğü üzerinde isim kaşesi olmadığından icrayı arıyor ve icra da dosya mahzen olduğu için dosyadaki asıl avukatı arıyor. Bu sırada müvekkil mahzenden dosyayı çıkarıyor ve uyaptan talebi gönderiyor, usulüne uygun olarak fek müzekkeresini yeniden hazırlayıp teslim ediyor.

Ancak işveren avukat, çalışan avukatına tazminat ödememek için bu durumu tutanak tutuyor, olduğu gibi yazıyor, dosyanın aslında kapanmış ve mahzende olduğunu, kısa zamanda halletmek için bu yola başvurduğunu vs. her şeyi yazıyor, müvekkilin ve 2 şahitin imzasını alıyor, devamla müvekkili istifaya zorluyor, müvekkil de "sahte belge düzenlediğim için istifa" ediyorum diyor. Ancak işveren avukat işçisini haklı sebeple iş akdini fesihe göre değil istifaya göre işten çıkarıyor.

Bu olay olalı 1 yıl olmadı, şimdi müvekkil işçilik alacaklarını ve kıdemini talep etmek istiyor.

Ancak bu kez de işveren avukat savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söylüyor.

Hal bu iken sorularım şunlar:
1. Suç duyurusunda bulunulsa salt bu tutanak resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturur mu? (zarar gören yok)

2. Bu durum kıdem tazminatına engel mi?

Not: Tanıklarımız var ve lehe ifade vereceklerdir.