Mesajı Okuyun
Old 25-04-2016, 13:29   #1
av.funda canefe

 
Varsayılan kamu kurum ve kuruşlarının zararına dolandırıcılık suçu

merhaba arkadaşlar.size bvir sorum olacaktı.olayı kısaca özetleyecek olursam Şüphelilerden üç kardeşin X şirket inin hissedarları olduğu içlerinden birinin bu şirketin temsilcisi olduğu olayda müşteki SGK tarfından icra takibi yapılarak x parseldeki taşınmaz ile başka taşınmazlarının da haczedildiği bunun üzerine şirket yetkilisi sıfatıyla diğer iki şüphelinin de haberleri olmadan imzalarını kullanarak dilekçe yazarak ‘2721 parsel de kayıtlı gayrimenkul üzerine koyulan hacze hiçbir itirazım olmayıp,borç ödenmeyip satış aşamasına gelindiğinde herhangi bi r itirazda bulunamayacağımı beyan ve taahhüt ederim ‘şeklinde üç ayrı dilekçe vererek kurum görevlisi tarafından da ilk dilekçeye 078239 numarası verilerek diğer üç taahhütnameyi bu dilekçenin eki olarak alıp işelem koymuştur.şüphelinin müşteki kurum olan SGK ya verdiği bu dilekçe üzerine kurum atarfından müşteki Xe ait 2721 parseldeki hisseli taşınmaz ile şüpheli Y ye ait 2656 parseldeki hacizler baki kalmak üzere dosya da yapılan tüm hacizler kaldırılmıştır. Borcun ödenememesi taşınmazın satış işlemlerine başlanacağı haber verildiğinde diğer hissedarların söz konusu dilekçeyi imzalamadığı,belgedeki imzaların kendilerine ait olmadığını abilerinin sahte imza atarak söz konusu taahhütnameyi vermiş olacağını belirtmişlerdir. Şüpheliler hakkında Kamu kurum ve kuruşlarının zararına dolandırıcılık ve özel belge de sahtecilik suçlarından dava açılmılştır. Sizce müşteki kurum olan SGK nın hukuki mahiyeti olmayan bir dilekçeye dayanarak hacizleri kaldırması doğru mudur ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunun işelenebilmesi için söz konusu dilekçe elverişli bir araç mıdır?bu konuyla alakalı elinizde yargıtay kararı varsa paylaşırsanız sevinirim