26-02-2016, 13:04
|
#23
|
|
Sayın Meslekdaşlarım;
Kesinleşen bir işe iade kararı sonrasında, işçinin başvurması üzerine işçiyi işe davet eden işveren işe davetinde samimi ve bu kapsamda gerçek anlamda bir işe başlatma söz konusu değil ise; işçinin işe iade kararından kaynaklanan yasal haklarını talep etmek için bir alacak davası açması gerektiğini düşünüyorum.
Haliyle bu davada işe başlatma nedeni ile ödenmemiş olan işe başlatmama tazminatı (4857 Md.21/1) ile işçinin karar kesinleşinceye en fazla -4- aya kadar olan ücret ve sair hakları (4857 Md. 21/3) ve kıdem tazminatı farkı, ihbar tazminatı farkı, geçersiz addedilen feshi izleyen -4- aylık dönemde hak kazanılmış ise yıllık izin ücreti vs. alacaklar dava konusu olacaktır.
Hesaplalamaların ise işe iade hiç gerçekleşmemiş gibi yapılması gerektiğini düşünüyorum.
İşçinin samimi olmayan işe davet kapsamında fiilen çalıştığı süreler ise bana kalırsa ayrıca değerlendirilmeli, işçinin bu döneme ilişkin olarak hak edişleri ayrıca hesaplanmalıdır.
Feshin kesinleştiği tarih olarak da kanaatimce işverenin işe davette samimi olmadığının ve gerçek anlamda bir işe başlatmanın söz konusu olmadığının anlaşıldığı tarihin, yani işçinin işverene gerçek anlamda işe başlatmanın olmadığını bildirdiği (ihtar vs) ya da böyle bir bildirim yapmaksızın doğrudan dava açmış olduğu tarihin esas alınması gerektiğini düşünüyorum.
Konuya bu şekilde bakıldığında işçinin işverenin davetine icabet ederek çalıştığı sürenin kıdem ve ihbar tazminatlarına etkisi vs. sıkıntılarda ortadan kalkacaktır.
Saygılarımla
|