Mesajı Okuyun
Old 13-02-2016, 21:05   #1
Buminhan

 
Varsayılan Hakarete karşı tehdit?

"Tebliğname No : 9 - 2011/389723
MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/05/2011
NUMARASI : 2009/876 (E) ve 2011/228 (K)
SUÇ : Tehdit

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile gerçek suç tarihinin 19/07/2009 olduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın katılana gönderdiği mesaj içeriğinde yer aldığı kabul edilen “bana bir daha küfür edersen, adam nasıl öldürülür sana göstereceğim” şeklindeki sözlerin, tehditin şarta bağlanması ve kendisine hakaret edilmemesini sağlama düşüncesiyle TCK'nın 25/1 maddesinde öngörülen hakka karşı saldırıyı defetme mahiyetinde olduğu ve anılan Kanunun 106/1. maddesinde öngörülen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, hükümlülük kararı verilmesi,
2-Kabule göre de;
Haksız tahrik indirimi yapılırken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık T.. K..'nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."

Yargıtay bu kararında, meşru savunmaya hükmetmiştir. Ancak bence yanlış bir karardır. Zira, meşru savunmada saldırıyı başka şekilde defetme imkanının bulunmaması gerekir. Sanık, kendisine karşı hakaret edilmesi durumunda kolluğa veya savcıya suç duyurusunda bulunabilir. Bunu yapmayarak, mağduru ölümle tehdit etmesi meşru savunma şartlarını yerine getirmemektedir.

Sizlerin fikirlerini merak ediyorum. İyi çalışmalar.