Mesajı Okuyun
Old 08-02-2016, 17:32   #5
detay82

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Borçlu adem-i ifa durumundadır.

Ben hakimin yerinde olsam bu şekilde tereddüt uyandıracak kararlar vermem. HMK 297 Son fıkrasına aykırı karar niteleiğinde olduğunu düşünüyorum.

HMK 297 ilgili hüküm: "Hükmün sonuç kısmında,... açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."

Bu konuya ilişkin şu kararı inceleyiniz. (T.C. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2012/15114 K. 2013/870 T. 28.1.2013)

Gelelim sorunuzun cevabına;

Borçluya ihtarname gönderin. İhtarnamede karardan bahsedin. Borcun ifasını isteyin. Eş sonuçla temerrüde düşürün.

TBK 113 gereği (eski BK 96 borçlunun adem-i ifası durumunda ifaya zorlama) aile mahkemesinden dava konusu taşınmazın satışını olmadığı takdirde bedelin tazmini isteyin.

Umarım taşınmaz üzerinde haciz yoktur...

Bilgisi verilen yargıtay kararı size yardımcı olacaktır.

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2013/7253 K. 2014/1551 T. 28.1.2014

Kolay gelsin...

Mahkemeye, protokole dayalı olarak, ihtar çekmeden, yukarıda belirtilen tazminatların tahsili için alacak davası açılmış. Davalı kendisinin yerleşim yerinde dava açılmadığı için yetki ve kesin hüküm itirazında bulunmuş, temerrüde düşürülmediğini vs söylemiş. Mahkeme de yetkisizlik kararı vermiştir.

Sıkıntılı bir durum.

Eklediğiniz Yargıtay kararı, kısmen de olsa sorunu biraz aydınlattı. Çok teşekkürler