|
|
|
|
Sayın meslektaşlarım,
İşçilik alacaklarına dair açmış olduğumuz davada, bilirkişi rapor tanzim etmiş, rapora herhangi bir itirazımız olmamış, davalının itirazı sonucu ikinci bir rapor tanzim edilerek aynı sonuçlar elde edilmiştir.
Bunun üzerine talebimizi bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ederek arttırdık. Islahtan hemen sonra, bilirkişi, toplamada hata yaptığını, ikinci raporda da bu hatayı devam ettirdiğini beyan eden ek bir rapor tanzim etmiştir. Bunun üzerine maddi hatadan kaynaklanan fark için ek bir dava açıp birleştirme gereği hasıl oldu.
Ancak mahkeme ilk rapora itiraz etmediğimiz için, davalı yan lehine usulü kazanılmış hak olduğunu belirterek, maddi hata içeren rapor üzerinden karar verdi ve ek davayı reddetti.
Yargıtay'ın da içtihatlarında söz konusu usulü kazanılmış hakka değinmekle beraber, söz konusu kararlar maddi hatadan kaynaklanmayan raporlar için verilmiştir.
Böyle bir durumda nasıl bir yol izlememi tavsiye edersiniz?
|
|
 |
|
 |
|
Aşağıdaki kararda, bilirkişi raporundan sonra ortaya çıkan bir durum sebebiyle, rapora itiraz edilmemiş olmasının usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceği ifade edilmiş, umarım işinize yarar. Zira sizin olayda da, sonradan gelişen ve maddi hataya dayanan bir durum var. Bu durum da aleyhinize yorumlanmamalı diye düşünüyorum.
T.C YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2004 / 9-273
Karar: 2004 / 297
Karar Tarihi: 26.05.2004
ÖZET :Tanık beyanı ile, davacının bekçilik görevinin Pazar günleri de devam ettiği, ancak Pazar çalışmasına karşılık hafta içinde izin verilip verilmediğinin bilinmediği durumda hafta tatili ücretine hükmedilmemesi isabetlidir. (4857 S. K. m.46)
Dava: Taraflar arasındaki "işçilik haklarının ödetilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 1.İş Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 19.6.2002 gün ve 1999/521-2002/270 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 31.3.2003 gün ve 20408-5399 sayılı ilamıyla; ( ...1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkeme hafta tatili çalışmaları karşılığında hafta içi izin kullanılması nedeniyle bu dönemlere ilişkin ücret talebinin reddedildiği belirtilmişse de; bu konuda istemin reddini gerektirecek bir delilin mevcut olmaması, davalı tanıklarından İbrahim Hız'ın duruşmada "bekçilik görevi Pazar günleri de devam ediyordu, Pazar çalışmasına karşılık hafta içinde izin verilip verilmediğini bilmiyorum" şeklinde beyanda bulunması karşısında, hafta tatili ücreti isteminin kabulü gerekirken reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Dava; ihbar ve kıdem tazminatı ile fazla çalışma parası ve hafta tatili gündeliğinin ödetilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle hafta tatili ücreti yönünden bozulmuş, mahkemece "bilirkişi raporunda hafta tatili alacağı kanıtlanamadığından hesaplama yapılmadığı, davacı bu yöne itiraz etmediğinden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu" gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Uyuşmazlık, hafta tatili ücreti alacağı noktasındadır.
Özel Dairenin bozma kararına dayanak yaptığı
davalı tanığı İbrahim Hız, bilirkişi raporundan sonra dinlenmiş olup, delilleri değerlendirmek hakimin görevidir.
Davacının bilirkişi raporuna itiraz etmemesi nedeniyle hafta tatili ücretinin yokluğu yönünden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin direnme kararı yerinde değil ise de, davacı işyerinde bekçi olarak çalışmakta olup, davacı tanıkları hafta tatili hakkında beyanda bulunmadıkları gibi, davalı tanığı İbrahim Hız'ın beyanı imalat bölümündeki çalışmalarla ilgili olup, bekçilik görevi ile ilgili değildir ve hafta tatili ücret alacağı için başka delilde ileri sürülmemiştir.
Bu durumda; hafta tatili alacağı kanıtlanamadığından sonucu bakımından doğru olan mahkemenin red kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan onanmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu bakımından doğru olan direnme kararının yukarıda açıklanan nedenle ONANMASINA, 26.5.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.