23-12-2015, 18:49
|
#3
|
|
Sayın enderkc
Bence karar zaten yanlış. Tasfiye davaları mülkiyet davaları olmadığı gibi mülkiyet hakkına da müdahale edemez. Bu gizli kamulaştırma gibi bir karar. Örneğin ev çocukluğunuzda kirada oturup anılarınızla dolu olduğu için satın aldığınız ev olsaydı mahkeme hangi hakla "sat kredini kapat ve fazla kısmı öde" diyebilir ki. Hatta bu bankayla aranızdaki kredi sözleşmesine haksız müdahaledir. Kredinin erken dönmesi ceza gerektirmektedir. Neden buna mahkum ediyor. Ya da ne hakla ediyor. Burada mahkemenin yapması gereken evin değerini ve dava tarihi itibariyle banka borcunu tespit edip kalan bakiyenin yarısını müvekkilinize ödenmesine hükmetmekten başka bir şey değildi.
Sonuç bence karar yanlış ama kesinleştiyse yapacağınız bir yol var. Ya da daha doğru ifadesiyle önerebileceğim bir yol var.
1.-HMK 107 gereği edaya dayalı tespit+alacak davası açın.
2.-Dayanak olarak sadece kesinleşmiş ilamı koyun,
3.-Boşanma davasının açılması tarihi edinilmiş mallara katılma rejminin sonu olduğundan bu tarihteki ederi ve kredi borcunu esas alın ve buradan itibaren işleyecek faizi isteyin. (Bu böyle olmasa aslında her geçen gün lehinize işlemiş olurdu. Çünkü eş evin kredi borcunu ödemeye devam eder dolayısıyla artan bakiye lehinize alacağınızı artırırdı.)
4.-Çıkan bedeli tahsile koyun.
Kolay gelsin.
|