Mesajı Okuyun
Old 18-12-2015, 22:47   #2
Admin

 
Varsayılan

Kira sözleşmesini malikin yapma, yapanın da (yazılı) vekaletinin olma zorunluğunu yoktur. Kiralayan kim olursa olsun, mecurun zilyetliği kiracıya teslim edildiğine ve malikin de herhangi bir itirazı ya da engellemesi olmadığına göre, kiralayanın sözleşmeden kaynaklanan tüm alacakları doğmuştur ve kiralayan sıfatı da malike değil, sözleşmeyi imzalayan kişiye aittir. Dolayısıyla olayın anlattığınız bu boyutu için HİÇBİR sıkıntı yok ve kiracının da yapabileceği hiçbir savunma bulunmuyor, sizin kiralayan sıfatınızı kiracı sorgulayamaz, onu tek sorgulayabilecek olan (isterse) malikin kendisidir.

3. maddede sizin belirttiğiniz gibi hareket edebilirsiniz. Elinizdeki sözleşmenin uzadığı iddiasıyla yasal işleme geçersiniz, itiraz ederse zaten yeni sözleşmeyi ibraz etmek zorunda kalacaktır, bu durumda yeni sözleşmeye göre devam edersiniz.

4. maddede bahsettiğiniz ilk ihtarname "temerrüt" ihtarnamesi ise ve sözleşmenin süresi de henüz bitmediyse, evet ikinci ihtarnameyi çekip 2 haklı ihtar elde edebilir ve sözleşme bitim tarihinde de buna dayalı olarak tahliye davası açabilirsiniz. Veya ikinci seçenek olarak 30 günlük temerrüt ihtarı çekersiniz (veya 30 günlük icra takibi yaparsınız), süre sonunda ödeme olmazsa da, akdin sonunu beklemeden tahliye talep edebilirsiniz.

"15 günlük kira kontratının bitirileceği ihtarnamesini çekme süresi"yle ne kastettiğinizi ise anlayamadım. BK 347'yi kastediyorsanız, o zaten kiracı için getirilmiş bir süre. Kiralayanın o süreye ilişkin bir yükümlülüğünün doğması için ancak BK 350 kapsamında bir tahliye talebinizin olması beklenir. Kiranın ödenmemesi nedeniyle tahliye davası açacaksanız (örneğin temerrütten tahliye veya iki haklı ihtar nedeniyle tahliye) 347. madde ile bir ilginiz olmayacak.