08-12-2015, 23:02
|
#8
|
|
Benzer bir karar:
8. Hukuk Dairesi 2013/16746 E. , 2014/4764 K.
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Alacaklı tarafından borçlu aleyhinde ...1.İş Mahkemesi'nin 12.06.2012 tarih, 2010/404 Esas ve 2012/402 Karar sayılı ilamına istinaden takip başlatılmış, takibe dayanak ilam nakdi teminat yatırılarak, tehiri icra talepli borçlu ve alacaklı vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 11.12.2012 tarih, 36503 Esas ve 42369 Karar sayılı ilamıyla borçlu vekilinin tüm alacaklı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilmiş ve hüküm alacaklı yönünden “…ıslahla talep ettiği miktar üzerinden ayrıca % 30 oranında indirim yapılmasının isabetli olmadığı, dosyadaki bilgi ve belgeler çerçevesinde davacı alacaklının talebi doğrultusunda hakkaniyet indiriminin bilirkişi hesabında belirlenen miktar üzerinden yapılması gerektiği…” gerekçesiyle bozulmuş; alacaklı vekili tarafından bozma ilamı ibraz edilerek dosya hesabının çıkarılması ve ödeme yapılması istenilmiş, İcra Müdürlüğü tarafından 21.03.2013 tarihinde hükmün bozulduğundan bahisle alacaklı vekilinin talebinin reddine, takibin durdurulmasına karar verilmiş, alacaklı vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda bozmanın davanın reddolunan, takibe konu edilmeyen kısmına ilişkin olduğunu, alacağın hükmolunan kısmının kesinleştiğini belirterek söz konusu kararın kaldırılmasını istemiş, Mahkemece şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takibe dayanak ilam alacaklı lehine bozulmuştur. Bu durumda ilk ilamla alacaklı lehine kurulmuş hüküm fıkrasının onandığının kabulü gerekir. Somut olayda alacaklının belirlenen fazla mesai alacağından ayrıca % 30 indirim yapılması bozma nedeni yapılmıştır. Bu durumda ilamla hüküm altına alınan alacak için kararın onandığı kabul edileceğinden şikayetin kabulü ile icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi doğru değildir.
SONUÇ: Davacı - alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|