|
Dava"Belirsiz Alacak Davası" veya "Kısmi Dava"şeklinde açılabilir
Başkasının arsasına inşaat yapılması ve inşaatın kaldırılamaması halinde ,inşaat sahibine ödenecek tazminat TMK.madde 723’de düzenlenmiştir.
Gelişen ve aşağıda örneklenen Yargıtay kararlarına göre ; tazminat miktarlarının TMK 4.maddesindeki yetkisine dayalı olarak hakim tarafından tayin edileceği ,iyiniyet halinde maddede geçen uygun (muhik) tazminatın inşaat bedelinden ibaret olmadığı bu ifadenin hakim tarafından tayin edilecek en uygun bedel olarak anlaşılması gerektiği, bunun gibi kötüniyet halinde ise en az malzeme değerinin, yine hakim tarafından tayin edilerek "arazi maliki yönünden yapının subjektif(nesnel) olarak taşıdığı en az değeri aşamayacağı " bu konularda olayın özelliğine göre hakimin geniş taktir yetkisi bulunduğu kabul edilmiştir.
Belirsiz Alacak davası açılabilirGerek iyiniyet ve gerekse kötüniyet halinde hakimin TMK.nun 4.maddesine göre tayin ve takdir edeceği tazminat miktarının tam ve kesin olarak alacaklı tarafından belirlenmesinin kendisinden beklenemeyeceği yahut bunun imkansız olduğu unsuru mevcut olduğundan HMK 107 maddesine göre belirsiz alacak davası açılabileceğini düşünüyorum .Bu durumda ıslaha gerek kalmayacak ve belirsiz dava açılmakla zamanaşımı kesilmiş olacaktır.
Kısmi Dava şeklinde de açılabilirDiğer yandan , kısmi dava ile ilgli HMK.nun 109’ncu maddenin 2 fıkrası 6644 sayılı K.nun 4.maddesi ile kaldırıldığından geriye 1’nci fıkradaki “alacağın bölünebilir olması” şartı kalmıştır. Bu şartta somut olayda bulunmaktadır. Kısmi dava şeklinde de açılabileceği kanısındayım. Bu durumda ek davanın zamanaşımı süresi içinde ıslah yoluyla açılması gerekecektir.
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/8260
K. 2011/10559
T. 19.10.2011
Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine ( muhik ) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyi niyetli değilse tazminat miktarının levazımın en az kıymetini geçemiyeceği aynı Kanunun 723. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda. 4.3.1953 tarih 10/3 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar sebebiyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötü niyete göre haklı ( muhik ) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığında yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım istemi reddedilmelidir. Maddedeki "muhik tazminat" sözcüğünden salt inşaat bedeli değil, olayın özelliğine göre Medeni Kanunun 4. maddesinden aldığı yetkiye dayanarak hakimin takdir edeceği en uygun bedel; "asgari levazım bedeli" sözcüğünden ise, taşınmaz maliki yönünden yapının sübjektif ( öznel ) olarak taşıdığı değer anlaşılmalıdır.
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/20591
K. 2014/193
T. 14.1.2014
Maddedeki (muhik tazminat) sözcüğünden salt inşaat bedeli değil olayın özelliğine göre, T.M.K'nın 4. maddesinden aldığı yetkiye dayanarak hakimin takdir edeceği en uygun bedel, (asgari levazım bedeli) ise taşınmaz maliki yönünden yapının sübjektif (öznel) olarak taşıdığı değer anlaşılmalıdır.
T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/10019
K. 2011/14520
T. 29.11.2011
Türk Medeni Kanununun 723 üncü maddesi uyarınca ödenecek olan tazminatın tutarı, malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir. Eldeki davada, davacı ve karşı davalılar arazi üzerindeki zeytin ağaçlarını kayıt maliki oldukları dönemde diktiklerinden kural olarak iyiniyetlidir. Dolayısıyla, arazi malikleri payları oranında iyiniyetli olan muhdesat (zeytin ağaçları) sahiplerine muhik bir tazminat ödemek zorundadır. Bu değer zeytin ağaçları sebebiyle taşınmazda meydana gelen objektif değer artışı oranı olmayacağından burada da olayın özelliğine göre hakimin geniş taktir yetkisi bulunmaktadır (T.M.K. m. 4).
Bütün bu anlatılanlardan sonra yapılması gereken iş, bir veri olması bakımından yerinde yeniden keşif yapılarak oluşturulacak bilirkişi kuruluna 852 Sayılı parsel üzerindeki asıl davanın davacıları tarafından dikilen zeytin ağaçlarının dava tarihindeki yaş ve niteliklerini belirlemek, bu niteliklere göre ağaçların dava tarihindeki en az değerini tespit ettirmek, Türk Medeni Kanununun 4 üncü maddesinin hakime tanıdığı takdir yetkisini de kullanarak ödenmesi gereken tazminat miktarını davalıların payları oranında tespit etmek ve bu miktarı paylarına göre davalılardan tahsil etmek olmalıdır.
T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/3592
K. 2011/5136
T. 18.4.2011
Türk Medeni Kanununun 723 üncü maddesi uyarınca ödenecek olan tazminatın tutarı malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir Üzerine inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişi kural olarak iyiniyetlidir. Bunun gibi inşaatı arazi sahibinin açık veya örtülü muvafakatıyla yapan malzeme sahibi de iyiniyetli sayılır. Buna karşılık, üzerinde inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilen veya bilmesi gereken kişi kötüniyetlidir (Prof. Dr. Kemal T. Gürsoy, Fikret Eren, Erol Cansel. Türk Eşya Hukuku. Ankara 1978. sh. 610). Malzeme maliki ve arazi sahibi iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve takdiri hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek takdir edilir. Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder. Bu değer inşaat sebebiyle taşınmazda meydana gelen objektif değer artışı oranı olmayacağından burada da olayın özelliğine göre hakimin geniş taktir yetkisi bulunmaktadır ( T.M.K. m. 4).
|