18-09-2015, 13:49
|
#1
|
|
Bağişlamanin Geri Alinmasi
MERHABA DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM;
Genç bir meslektaşınız olarak karşı karşıya kaldığım hukuki bir mevzu ile ilgili yardımınıza, tecrübelerinize ihtiyacım var.
Müvekkilim hanımefendinin yaşlı annesi, yaklaşık 4-5 yıl önce erkek kardeşinin (müvekkilimin dayısının) ısrar, baskı ve telkinleri ile oturduğu bir tek evi hayır işlerinde kullanılmak üzere resmi bir kuruma (kendi lehine ölünceye kadar intifa hakkı tesis edilmesi suretiyle) bağışlıyor. İş bu bağıştan anne bir-baba ayrı iki kız evladının haberi yok.
Geçen süre zarfında yaşlı annenin sağlık durumu kötüleşiyor; kanser tedavisine başlanıyor; tek başına yaşayamaz duruma düşüyor ve doğal olarak İstanbul' da yaşayan müvekkilin yanına gitmek zorunda kalıyor; ya da evli ve çocuklu olan müvekkilim sık sık annesinin yaşadığı şehre gelip gitmek zorunda kalıyor. Hem hastane tedavi masrafları hem de sürekli birbirine çok uzak iki şehir arasında geliş-gidiş yapmak anne-kızı ziyadesiyle yıpratıyor ve müvekkilim annesine evi satıp; annesinin sağlık koşulları dolayısıyla İstanbul' a yanına yerleşmesini teklif ediyor.
Bunun üzerine yaşlı anne, abisinin ısrarı ile taşınmazı bağışladığını, ölünceye kadar taşınmazın kendisinin olduğunu, ölümü ile de kuruma bağışlanacağını belirtiyor.
Annenin izah ettiği bu durumun BK m.290 da düzenlenmiş bulunan "koşullu bağışlama" olduğu ve bu halde vasiyete ilişkin hükümlerin uygulanacağı açık.
Fakat takyidatlı tapu kaydına incelediğimizde annnenin bildiği gibi olmadığını; taşınmazı "lehine intifa hakkı tesis edilmesi suretiyle" bağışlamış olduğunu öğrendik.
bu halde de BK m.295'te düzenlenmiş olan "bağışlamanın geri alınması" hükümlerine bakmamız gerektiği ve burada yazılı geri alma şartlarının hiç birinin somut olayımızda olmadığı açık.
Yukarda izah etmeye çalıştığım durum, yani şartların bağışlayan aleyhine aşırı derecede değişmesi yahut ağırlaşması sadece "bağışlama sözü vermenin geri alınması" halinde öne sürülebilir.
Hayatta olan annenin iş bu tasarrufu için 2 kız kardeşin "tasarrufun iptali yada tapu iptal tescil davası" açması da pek olanaklı değil kanaatimce.
Geriye bir tek genel hükümlerden yola çıkılarak (hata, hile, ikrah, gabin)
sözleşmenin iptalini istemek kalıyor; somut olayımız da buna dayanmak da çok zor gibi.
Ne yapabileceğim hususunda bir fikri olan, tecrübesi olan meslektaşlarımın değerli fikir ve önerilerini bekliyorum.
Şimdiden teşekkür ediyorum.
|