 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan erturkerdal |
 |
|
|
|
|
|
|
Iyi çalışmalar, konu başlığı kararın kesinleşmesinden sonra vekilin istifası da olsa, benim sorum kesinleşme öncesi istifaya dair olacak.
Gerekçeli karar vekile tebliğ edildikten sonra temyiz süresi devam ederken vekilin istifa etmesi üzerine temyiz süresi bu durumdan nasıl etkileniyor? Asile tebliğ oluncaya kadar temyiz süresi dolarsa asil için ayrıca karar tebliğine gerek var mı?
Teşekkürler.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın erturkerdal,
Hemen yukarıda meslektaşımız Av. D. Koca'nın paylaştığı; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun Esas: 2000/19-123 Karar: 2000/78 ve 09.02.2000 tarihli kararında sorduğunuz husus açıkça belirtilmiş.
Karara göre; "HUMK'nun 432/1. maddesine göre, Asliye Hukuk Mahkemelerinden verilen kararlar 15 gün içinde temyiz edilebilir.
Bu süre hükmün usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlar.
Temyize konu menfi tespit davasında 24.6.1999 gününde verilen direnme kararı 23.10.1999 gününde davalı vekili Av. D.G.'ya tebliğ edilmiştir.
Adı geçen davalı vekili HUMK. 68. maddesine göre işlem yapmadan vekillikten azledildiğini üzerine yazarak, tebliğ zarfını iade etmiş ve bundan sonra davalı asıla kararın tebliği üzerine davalının diğer vekili Av. Ç.D. Ç. tarafından direnme kararı 23.11.1999 gününde temyiz edilmiştir.
Bu durumda HUMK 68. maddesine göre vekillikten azledildiği yolunda herhangi bir işlem yapılmayan davalı vekiline yapılan tebligattan sonra 15 günlük yasal süre geçirilerek yapılan temyiz isteminin reddi gerekir." denilmiştir.
Dolayısıyla, henüz istifa dilekçesini vermemiş ve usulüne uygun tebliğ edilmiş temyiz dilekçesini tebliğ alan vekil için süre başlamış olacaktır. Bu arada vekillikten çekilmesi süreyi kesmez ya da durdurmaz diye düşünüyorum. Ancak, müvekkili ile irtibatı kesilmiş ve kendisinin ulaşma imkanı olmadığına dayanıyorsa burada durum biraz değişebilir gibi geliyor.