13-08-2015, 09:21
|
#5
|
|
Karşı Görüş
Sayın av.mucahit,
Konuyu gündeme getirdiğiniz ve açıklamalarınız ve verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Islahın zamanı ve şekli
1.HMK.m.177- (1) Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.
2.Tahkikat m.143 vd.
Hüküm ve Davaya Son Veren Taraf İşlemleri m.294 vd.
3.Sonradan delil gösterilmesi
m.145- (1) Taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler. Ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir.
4.m.146- (1) Mahkeme, taraflarca gösterilmiş olan delillerin incelenmesinden sonra, davanın muhakeme ve hüküm için yeterli derecede aydınlandığını anlarsa, tahkikatın bittiğini kendilerine bildirir.
5.m. 294- (1) Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.
Görüş:
1.Yerel mahkemede yapılan yargılama sırasında „usulsüz tebligat“ itirazının süresinde ileri sürülmemiş olması, ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıştır.
2.Hükmün bozulmasından sonra ıslah yoluna gidilebilmesi görüşünün; HMK.‘nin „geciken yargının hızlanması, daha basit ve daha ucuz bir yargının sağlanması“ (Genel gerekçe) amacına aykırı olduğu görüşündeyim.
Saygılarımla
|