Mesajı Okuyun
Old 06-05-2015, 14:26   #1
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan Vasiyetnamenin Tenfizi İle Tapu İptali ve Tescil - Uygulanacak Hükümler - Atanmış Mirasçı veya Muayyen Mal Vasiyeti Konusu Ayrımı

Vasiyet ile ilgili aşağıdaki konularda bilgi verecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim. Şöyle;

1- Vasiyet eden, "Türkiye Cumhuriyeti hudutlarındaki tüm gayrımenkullerimin ve bankalardaki paralarımın tamamının eşim .......'ya kalmasını vasiyet ediyorum" şeklinde noterde düzenleme şeklinde vasiyette bulunmuş.

2- Vasiyet eden 2011 yılında vefat etmiş olup, geriye sadece eşi ile kardeşleri yasal mirasçıları olarak kalmış. Yani mahfuz hisse sahibi mirasçısı yok.

3- Vasiyet sulh hukuk mahkemesinde açılıp okunmuş, duruşmada lehine vasiyette bulunulan haricindeki mirasçılar kabul etmediklerini beyan etmişler, nihayetinde temyiz edilmeksizin vasiyetin okunduğuna dair karar kesinleşmiş. Vasiyetin iptali dava konusu edilmemiş.

4- Sulh hukuk mahkemesinden "... vasiyetin okunduğu, bu vasiyet gereğince tapuda işlem yapılabilmesi ve davacı adına vasiyete konu taşınmazların tescil edilebilmesi için murisin mirasçılarını ve miras payları ile davacının vasiyet alacaklısı olduğunu gösterir belge verilmesi için müracaatta bulunmak zorunda kalındığı, murisin mirasçıları ile miras paylarını ve de davacının atanmış mirasçı (vasiyet alacaklısı) olduğunu gösterir mirasçılık belgesinin çıkartılması..." açıklamasıyla talepte bulunulmuş, ancak mahkeme talebi reddetmiş. Temyiz üzerine Yargıtay 8. H.D.'nin özetle "Dava, muayyen mal vasiyeti alacaklısı belgesi verilmesi istemine ilişkindir. ... Davacının vasiyet sonrası taşınmazların intikalini yaptırabilmek için vasiyet alacaklısı olduğunu gösterir belge istediği kuşkusuzdur. ... Hal böyle olunca, çoğun içinde azı da vardır ilkesi uyarınca istemin kabul edilerek davacının muayyen mal vasiyet alacaklısı olduğuna ilişkin belge verilmesi gerekirken..." şeklindeki kararıyla hüküm bozulmuş olup; bozma üzerine yerel mahkemece yasal mirasçılar ve miras payları belirlendikten sonra, davacının ayrıca "atanmış mirasçı da olduğuna ve bu hususun terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetilmesine" karar verilmiştir (karar tarihi 20.12.2013). Yani, lehine vasiyette bulunulan kişi hem yasal mirasçı, hem de atanmış mirasçıdır.

5- Ancak, lehine vasiyette bulunulan kişi işbu mirasçılık belgesi ile tapuya başvuru yaparak vasiyetname ve mirasçılık belgesi hükmü gereği tapudan tescil isteminde bulunmamıştır. Başkaca herhangi bir işlem de yapmamış ve dava da açmamıştır.

6- Sonrasında 2014 yılı eylül ayında tüm yasal mirasçılar -lehine vasiyette bulunulan dahil- tapu müdürlüğüne tapu tescil istem belgesi vermişler, yukarıda değinilen -lehine vasiyette bulunulanın atanmış mirasçı olduğuna ve terekenin bölüştürülmesinde bu hususun gözetilmesine dair- veraset ilamına istinaden, kararda belirtilen yasal mirasçıların tümü adına tapuda muristen kalan 6 adet taşınmaz hakkında intikal işlemi imzaları ile yapılmıştır. Yani, halihazırda vasiyetname ve veraset ilamındaki -terekenin bölüştürülmesi sırasında dikkate alınmasına dair- hüküm tapuda dikkate alınmadığı gibi, vasiyet hiçbir surette yerine getirilmiş değildir. Devamında kısa süre sonra diğer mirasçılar bu taşınmazlar hakkında ortaklığın giderilmesi davası açmışlardır.

Konuyla ilgili sorum şudur:

1- Buradaki vasiyet, -Yargıtay kararında muayyen mal vasiyeti alacaklısı ibaresi geçse de- muayyen mal vasiyeti midir, yoksa mirasçı atanması mıdır?

2- Mevcut durumda miras nedeniyle istihkak davasına ilişkin hükümler mi uygulanır, MK'nın 599. maddesi mi uygulanır, yoksa 600. madde mi uygulanır? Zira başvuru/vasiyetin tenfizi yöntemleri, zamanaşımı süreleri ve dava açmakta hukuki yarar olup olmadığı uygulanacak hükme göre değişecektir !

3- Mevcut durumda diğer yasal mirasçılara karşı, aynı zamanda yasal mirasçı da olan atanmış mirasçı tarafından, "intikal işlemi yapılıp tapular tüm yasal mirasçılar adına tescil edildiğinden, vasiyet yükümlüleri bu yükümlülüklerini yerine getirmediğinden, MK'nın 600. maddesine istinaden vasiyetin tenfizi ile bunun zorunlu sonucu olarak tapu iptali ve tescil davası" açılabilir mi?