Sayın meslektaşlar;
Müvekkil hakkında, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan (TCK 104/1 uyarınca) Sulh Ceza Mahkemesi' nde dava açılıyor. Soruşturma evresinde bir üniversitenin adli tıp ana bilim dalında yapılan muayene sonucu hazırlanan rapor, olayın oluş biçimine göre mağdurun iddiasını yalanlıyor.
Reşit olmayanla cinsel ilişki şikayete tabi bir suç olmasına ve şikayet, iddia edilen olay tarihinden 10 ay sonra yapılmasına rağmen her nasılsa dava açılmış. İddianamede cebir, tehdit, hile olmaksızın cinsel ilişkiden bahsedilmiş. Mağdurun iddiasında da zaten cebir, tehdit, hile unsuru yok. Mağdur, sanığın kendisiyle evleneceğini söyleyerek ilişkiye girmek istediğini, kendisi başta istemese de sesini çıkarmadığını, daha sonra aynı gün tekrar isteyerek ilişkiye girdiklerini ifade ediyor. 8 aylık bir nişanlılık süreci mevcut. Nişanın bozulduğu günün ertesinde mağdur şikayette bulunmuş. Bu arada mağdur olay tarihinde 16 yaşında.
Sulh Ceza Mahkemesi ilk duruşmada suçun cinsel saldırıya (TCK 102/1/2) girme ihtimalinin bulunduğunu belirterek dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi' ne gönderilmesine dair görevsizlik kararı vermiş. Benden önce dosyaya bakan meslektaşım da ne sebepledir bilinmez görevsizlik kararına itiraz etmemiş.
Daha sonra dosya Ağır Ceza Mahkemesi' ne gitmesi gerekirken Asliye Cezaya gitmiş, Asliye Ceza dosyayı kabul etmiş, tensipte görevsizlik kararının sanığa tebliğine karar verilerek duruşma günü verilmiş. Ancak mahkemenin görevli olduğuna dair verilen bir karar da yok.
Ben dosyaya bu aşamadan sonra müdahil oldum. İkinci duruşmada Hakim Bey (tensipte görevsizlik kararının sanığa tebliğine karar vermiş olsa da) Sulh Cezanın kesinleşmiş görevsizlik kararını fark etmediğini söyleyerek, kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunması sebebiyle dosyanın Ağır Cezaya gönderilmesine dair görevsizlik kararı verdi. Oysa ki dava şartı yokluğu, dosyada mağdurun iddiasını destekleyen yan delillerin bulunmadığına dair uzun uzun savunma hazırlamıştım
Bu noktada Asliye Cezanın görevsizlik kararına itiraz edeceğim. Ancak görev uyuşmazlığı çıkmadan birden fazla mahkemenin görevsizlik kararı verdiğine ilk kez şahit oluyorum.
Bu noktada fikrinizi merak ettiğim sorum şu: Sulh Cezanın görevsizlik kararı sonrası dosya Ağır Cezaya gitmesi gerekirken bir şekilde Asliye Cezaya gitti. Asliye Cezanın yapması gereken kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunması sebebiyle kendisi de görevsizlik kararı verip aradan çekilmek midir yoksa Asliye Cezanın verdiği görevsizlik kararı da önceki karardan bağımsız başka bir görevsizlik kararı mıdır? Pek ümidim olmasa da itirazımız kabul görürse dosyanın Asliye Cezada görülme imkanı mevcut mudur? İtiraz sebeplerimi buna göre belirleyeceğim.