|
1) Adresin mutlaka yazılı olması gerekiyor. Bu sebeple adresi tamamlamanız gerekir.
12. Hukuk Dairesi 2003/14642 E., 2003/18012 K.
• CİRO KABİLİYETİ
• KAMBİYO SENEDİ VASFI
"ÖZET"
TAKİP DAYANAĞI OLAN SENETTE, TANZİM YERİ YAZILI OLMADIĞI GİBİ, KEŞİDECİNİN ADI VE SOYADI YANINDA YAZILI BİR YER İSMİ DE BULUNMADIĞINDAN KAMBİYO VASFINI TAŞIMAYACAĞINA GÖRE, SENETTEKİ HAKKIN CİRO İLE ALACAKLIYA İNTİKALİ MÜMKÜN BULUNMAMAKTADIR. BORÇLAR KANUNUNUN 162 VE SONRAKİ, MADDELERİNDE ÖNGÖRÜLEN BİÇİMDE ALACAĞIN TEMLİKİ DE SÖZKONUSU OLMADIĞINA VE ALACAK DA KABUL EDİLMEDİĞİNE GÖRE, İTİNİZİN KALDIRILMASI İSTEMİNİN REDDİ GEREKİR.
"İçtihat Metni"
(YHGK. Kararı-2.10.1996 tarih ve E: 96/12-590, K: 96/650 s.)
Mahalli mahkemesinden verilen merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından borçlular hakkında 127.507.102.000.-TL toplam alacağın tahsili için genel haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve adı geçenlere örnek 49 nolu ödeme emri tebliğ edilmiştir. Borçlular tarafından süresinde icra dairesine başvurularak takibe ve borca itiraz edildiği görülmektedir. Takip dayanağı olan 10.11.2001 vade tarihli senette tanzim yeri yazılı değildir. TTK.nun 688/6. maddesinde yer alan bu unsur senette mevcut olmadığı gibi, aynı kanunun 689/son maddesinde öngörülen ve keşidecinin adı ve soyadı yanında yazılı bir yer ismi de bulunmamaktadır. HGK.nun 2.10.1996 tarih ve 96/12-590 E, 96/650 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere bu durumda dayanak belge kambiyo senedi vasfını taşımaz. O halde senetteki hakkın ciro yoluyla alacaklıya intikali mümkün bulunmamaktadır. Borçlar Kanunun 162 ve sonraki maddelerinde öngörülen biçimde alacağın temliki de sözkonusu olmadığına ve alacak da kabul edilmediğine göre itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü isabetsizdir.
Sonuç : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
2) Bonoda önemli olan imzanın varlığıdır. İsim yanlışlığı her zaman düzeltilebilir. Şuanki ünvanı takip talebinde belirtmeniz yeterlidir.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E:2003/3050
K:2003/7229
T:03.04.2003
6762 s. Yasa m. 585,689,690
Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Bonoda sorumluluğu tespit eden borçlunun imzasıdır. Hüviyet kısmında bonoyu tanzim edenin adının yanlış yazılması veya yazılmamış olması bu sonucu değiştirmez.
Öte yandan bir senedin bono vasfını kazanabilmesi için TTK.nun 688/4. maddesi gereğince ödem yeri unsurunu da taşıması gerekir. Ne var ki bonoda ödeme yeri gösterilmemiş ise de, senedin tanzim edildiği yer ödeme yeri olara kabul edilir. ( TTK.689/3 ) Bir senette ödeme yeri, tanzim yeri ve nede bonoyu tanzim edenin ismi yanında bir yer işaret olunmamış ise, böyle bir senedin bono vasfı yoktur. Nitekim TTK.nun 689/3 maddesinde acıklandığı üzere "sarahat bulunmadığı takdirde senedin tanzim edildiği yer ödeme yeri ve aynı zamanda tanzim edenin ikametgahı sayılır" ve aynı maddenin 4.fıkrasında ise "tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılır" hükmünu tasımaktadır.
Somut olayın ozelligi itibarıyle incelenmesi gereken bir başka konuda TTK.nun 585. maddesidir. TTK.nun 690. maddesi, 585. maddesine atıf yapmadığından bir kimse poliçelerde olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemez. Bir başka anlatımla bonoyu tanzim eden, kendisini lehtar göstererek bono düzenleyemez.
Yukarıdan beri acıklanan nedenlerle kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibe konu senedin incelenmesinde; TTK.nun 688/4. maddesinde öngörülen bonoda odeme emri yeri bulunmadıgı gibi senet aynı kanunun 689/3-4. maddesinde belirtilen unsurları da taşımamaktadır. Pul üzerinde lehtar ıle aynı unvanıtasıyan Assan Gıda San. Tic. A.Ş. yazılması ile iktifa edilmesi senede bono niteliği kazandırmayacağı gibi TTK.nun 690. maddesi, 585 maddesine atıfta olmadığından lehtar ile keşideci sıfatı da birleştiğinden bu belge ile kambiyo senetlerine özgü yol ile icra takibi yapılamaz.
O halde merciice takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 03.04.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2008/12-404
K. 2008/395
T. 28.5.2008
• ŞİKAYET DAVASI ( Alacaklı Vekilinin İcra Dosyasında Talep Açarak Borçlunun Adının Sehven Yazıldığı Yönündeki Beyanının Kabulü Gerektiğinden Anılan Maddi Hatanın Her Zaman Düzeltilebileceği - İşin Esasına Girilerek Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• BORÇLUNUN ADININ SEHVEN YANLIŞ YAZILMASI ( Maddi Hatanın Her Zaman Düzeltilebileceği - Şikayet Davası Hakkında İşin Esasına Girilerek Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• MADDİ HATA ( Alacaklı Vekilinin İcra Dosyasında Talep Açarak Borçlunun Adının Sehven Yazıldığı Yönündeki Beyanının Kabulü Gerektiğinden Anılan Maddi Hatanın Her Zaman Düzeltilebileceği - Satışın Durdurulması İstemi hakkında İşin Esasına Girilerek Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• SATIŞIN DURDURULMASI ( Alacaklı Vekilinin İcra Dosyasında Talep Açarak Borçlunun Adının Sehven Yazıldığı Yönündeki Beyanının Kabulü Gerektiğinden Anılan Maddi Hatanın Her Zaman Düzeltilebileceği - İşin Esasına Girilerek Olumlu Olumsuz Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
1086/m.459
2004/m.16
ÖZET : Borçlunun gerek mal beyanı dilekçesinde, gerekse İcra Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde S'nin kendisi olmadığı ve farklı kişi hakkında takip yapıldığı yönünde bir şikayeti yoktur. Bu durumda alacaklı vekilinin icra dosyasında talep açarak F. yerine borçlunun adının sehven S. şeklinde yazıldığı yönündeki beyanının kabulü gerekir. Anılan maddi hatanın her zaman düzeltilmesi mümkündür. O halde, Mahkemece işin esası incelenerek satışın durdurulması istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Lüleburgaz İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 04.07.2007 gün ve 2007/190-179 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 19.11.2007 gün ve 2007/18744-21484 sayılı ilamı ile;
( ... Alacaklı Necatin Mutluer vekili tarafından borçlular Salih Mencik ve İlhan Yenigün haklarında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiştir. Borçlulara gönderilen örnek 163 numaralı ödeme emrinin 09.12.2004 tarihinde Salih Mencik'in ( bizzat kendisine ) tebliğ edildiği ve adı geçenin 06.12.2004 tarihinde İcra Müdürlüğüne başvurarak mal beyanında bulunduğu tespit edilmiştir. Bu dilekçede borçlu, kendi adını ( Faik Mencik ) olarak yazmış ve takip talebi ve ödeme emrinde yer alan Salih Mencik'in kendisi olmadığı biçiminde şikayette bulunmadan ve hakkındaki takibi benimseyerek bu takipte haczedilen mallar yönünden satışın durdurulmasını istemiştir.
Borçlunun gerek mal beyanı dilekçesinde, gerekse İcra Mahkemesine verdiği 04.07.2007 tarihli dava dilekçesinde Salih Mencik'in kendisi olmadığı ve farklı kişi hakkında takip yapıldığı yönünde bir şikayeti yoktur. Bu durumda alacaklı vekilinin 17.1.2005 tarihinde icra dosyasında talep açarak Faik Mencik yerine borçlunun adının sehven Salih Mencik şeklinde yazıldığı yönündeki beyanının kabulü gerekir. Anılan maddi hatanın her zaman düzeltilmesi mümkündür. Aksinin kabulü haczin kaldırılması ve diğer alacaklıların öne geçmesi... v.s. gibi hak kaybına neden olur.
O halde, Mahkemece işin esası incelenerek satışın durdurulması istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.05.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 28.05.2008 T., 2008/12-404 E., 2008/395 K: "Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Lüleburgaz İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 04.07.2007 gün ve 2007/190-179 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 19.11.2007 gün ve 2007/18744-21484 sayılı ilamı ile;
( ... Alacaklı Necatin Mutluer vekili tarafından borçlular Salih Mencik ve İlhan Yenigün haklarında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiştir. Borçlulara gönderilen örnek 163 numaralı ödeme emrinin 09.12.2004 tarihinde Salih Mencik'in ( bizzat kendisine ) tebliğ edildiği ve adı geçenin 06.12.2004 tarihinde İcra Müdürlüğüne başvurarak mal beyanında bulunduğu tespit edilmiştir. Bu dilekçede borçlu, kendi adını ( Faik Mencik ) olarak yazmış ve takip talebi ve ödeme emrinde yer alan Salih Mencik'in kendisi olmadığı biçiminde şikayette bulunmadan ve hakkındaki takibi benimseyerek bu takipte haczedilen mallar yönünden satışın durdurulmasını istemiştir.
Borçlunun gerek mal beyanı dilekçesinde, gerekse İcra Mahkemesine verdiği 04.07.2007 tarihli dava dilekçesinde Salih Mencik'in kendisi olmadığı ve farklı kişi hakkında takip yapıldığı yönünde bir şikayeti yoktur. Bu durumda alacaklı vekilinin 17.1.2005 tarihinde icra dosyasında talep açarak Faik Mencik yerine borçlunun adının sehven Salih Mencik şeklinde yazıldığı yönündeki beyanının kabulü gerekir. Anılan MADDİ HATANIN her zaman düzeltilmesi mümkündür. Aksinin kabulü haczin kaldırılması ve diğer alacaklıların öne geçmesi... v.s. gibi hak kaybına neden olur.
O halde, Mahkemece işin esası incelenerek satışın durdurulması istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.05.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi."
|