Mesajı Okuyun
Old 22-02-2015, 20:09   #2
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Merhaba
Apartmanınıza iş yapan şirket edimini ifa etmişse alacağını tahsil eder. Siz İcra hukuk mahkemesinde itiraz etmeniz durumunda dar yetkili icra hukuk mahkemesi apartman genel kurulunun eski yöneticiye kambiyo senedi imza yetkisi verip vermediğini inceleyemez. Sizin bu kambiyo senedi düzenleme yetkisi itirazınızı genel mahkemelerde yapmanız gerekmektedir. Menfi tespit davası açmanız gerekmektedir. Bahçe sulama sistemi yapan şirkette yaptığı işleri ispatlayabilirse bu durumda menfi tespit davanız reddedilebilir. Apartman yönetimine ve kat maliklerine karşı yapılan takip için hem apartman yönetiminin hemde takipte yer alan borçlu gözüken maliklerden vekalet almanız gerekmektedir. Kolaylıklar dilerim.





Y15HD
Esas : 2013/2643
Karar : 2013/4143
Tarih : 25.06.2013
ASANSÖR İMALAT BEDELİNDE YÖNETİCİNİN SORUMLULUĞU
APARTMAN YÖNETİCİSİNİN ŞAHSİ SORUMLULUĞU ( Asansör İmalat Bedeli )
ESER SÖZLEŞMESİNİN YAZILI OLMAMASI ( İş bedelinin Tesbiti Yönünden )

Apartman asansörünün yapyapılması sebebiyle, iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemiyle açılmış davada;

1. İş bedelini ödeme yükümlülüğü sözleşmenin tarafı olan iş sahibi apartman yönetimine ait olup, yönetici olan davalı İ. T. T.`nin bu sözleşmeden doğan bir sorumluluğu yoktur.
Bu sebeple bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekirken kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması doğru değildir.

2. Davacı şirketle davalı apartman yönetimi arasında bir eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakla beraber, sözleşme yazılı olmadığı gibi bedel konusunda da taraflar arasında bir mutabakat yoktur.
Bu durumda, iş bedelinin karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı B.K.`nun 366. maddesi uyarınca yapıldığı yıl piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekir.fk
BK.366
HMK.297
DAVA VE KARAR:
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar İ. T. T. ve G... Apartman Yönetimi vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Dava, iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemiyle açılmış,

mahkemenin: davalılar apartman yönetimiyle İ. T. T. yönünden davanın kısmen kabulüne, dahili davalılar yönünden ise reddine dair kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılardan G... Apartmanı Yönetiminin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- )Davacı vekili, G... Apartmanı`nın asansörünü yapmak üzere davalıyla aralarında sözlü anlaşma yaptıklarını, bu sözleşme uyarınca ruhsat alarak apartmanın asansörünü yapıp işletmeye açtığını, asansörün elektrik panosunu ve montajı işini tamamladığını, bu işler için düzenlemiş olduğu 12.5.2008 tarihli faturanın kısmen ödenmemesi üzerine davalılar hakkında icra takibi başlattığını, davalıların süresi içerisinde takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.

Taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmamakla beraber, dosya kapsamından akdi ilişkinin davacı şirketle davalı G... Apartmanı Yönetimi arasında kurulduğu anlaşılmaktadır.
İş bedelini ödeme yükümlülüğü sözleşmenin tarafı olan iş sahibi apartman yönetimine ait olup, yönetici olan davalı İ. T. T.`nin bu sözleşmeden doğan bir sorumluluğu yoktur. Bu sebeple bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekirken kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması doğru değildir.

3- ) Davalı apartman yönetiminin temyiz itirazlarına gelince:

Davacı şirketle davalı apartman yönetimi arasında bir eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakla beraber, sözleşme yazılı olmadığı gibi bedel konusunda da taraflar arasında bir mutabakat yoktur.

Bu durumda, iş bedelinin karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı B.K.`nun 366. maddesi uyarınca yapıldığı yıl piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekir. Hükme esas alınan ve mali müşavir tarafından hazırlanan rapor ve ek raporlarda taraf defterleri üzerinde bir inceleme yapılmış, makine mühendisi tarafından hazırlanan raporda ise herhangi bir hesaplamaya yer verilmemiştir. Yukarıda sözü edilen yönteme uygun olmayan raporlara göre hüküm kurulması doğru değildir.

Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş; makine mühendisinden alınacak ek raporla, davacı şirket tarafından yapılan işlerin yapıldığı yıl piyasa rayiç fiyatlarına göre bedelinin belirlenip, davalı apartman yönetimi tarafından ispatlanan ödemeler mahsup edilmeli, davacı tarafından davalıya gönderilen 16.5.2008 tarihli ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 20.5.2008 tarihine davacı tarafça verilen 3 günlük süre ilave edilerek 23.5.2008 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz hesap ettirilerek davacı alacağı belirlenmeli ve bu miktar üzerinden takibin devamına karar verilmelidir.
Kabule göre de:

4- )6100 Sayılı H.M.K.nın 297/1-b maddesi uyarınca karar başlığında, tarafların ve davaya katılanların kimlikleriyle Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarıyla adreslerinin bulunması zorunludur. Bu Yasa hükmüne rağmen, davayı mca C... Ltd. Şti. açtığı halde karar başlığında adı geçen şirketin değil, sadece şirket temsilcisi M. C.`nin davacı olarak gösterilmesi, ayrıca; dahili davalılar yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdikleri halde vekillerinin isminin karar başlığında hiç gösterilmemiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarda açıklanan gerekçelerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan sebeplerle davalı G... Apartmanı Yönetiminin sair temyiz itirazlarının ( REDDİNE ), 2.bent uyarınca davalı İ. T. T.`nin temyiz itirazlarının, 3. 4. bentler uyarıca da davalı apartman yönetiminin diğer temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalılar yararına ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.





YHGK
Esas : 1998/12-682
Karar : 1998/606
Tarih : 23.08.1998
İCRA TAKİBİNE İTİRAZ (Apartman Yöneticisi)
APARTMAN YÖNETİCİSİ (İcra takibine itiraz)
YÖNETİCİNİN SORUMLULUĞU (Kambiyo taahhüdünde bulunmak)
KAMBİYO TAAHHÜDÜNDE BULUNMAK
(Yöneticinin sorumluluğu)
634 Sa.Ka.38
TTK.590
BK.388
Anataşınmazın yönetim için atanan yönetici veya yönetim kurulu vekil niteliğindedirler. Bu nedenlede vekil gibi sorumlu ve vekilin haklarına sahiptirler.Bononun düzenlendiği tarih itibariyle kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğinden, sonradan alınan kararla önceki işleme icazet verildiğine ilişkin tartışma mercide yapılamaz.İtirazın reddi yerine takibin iptaline karar verilmesi isabetsizolup merci kararının bozulması gerekmiştir.
DAVA VE KARAR:
Taraflar arasındaki "İcra takibine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. İcra Hakimliğince davanın kabulüne dair verilen 18/12/1997 gün ve 1997/330 - 780 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi`nin 3/3/1998 gün ve 1988/874 - 2435 sayılı ilamı;

(... Ana taşınmazın yönetimi için atanan yönetici veya yönetim kurulu vekil niteliğindedirler. Bu nedenlede vekil gibi sorumlu ve vekilin haklarına sahiptirler. Üçüncü kişilere karşı kat maliklerini temsil ederken B.K.`nun 388. madde hükmü çerçevesinde işlem yapmakla yükümlüdürler. Hal böyle olunca bononun düzenlendiği tarih itibariyle kat maliklerini temsil ederken B.K.`nun 388. maddesi hükmü uygulanır. Bononun düzenlendiği tarih itibariyle kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğinden sonradan alınan kararla önceki işleme icazet verildiğine ilişkin tartışma mercide yapılamaz. Bu durumda TTK.`nun bonolar hakkında da uygulanması gereken 590. madde hükmü gereğince senedi imzalayanlar şahsen sorumludur. Açıklanan nedenlerle itirazın reddi yerine takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup merci kararının bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa`ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.